Uçuşan güvercinler beyaz mermerlerde doyasıya
Emin beldenin siyah desenli mimarisinde
Rahmet sağanağı ile bereket tohumları
Dünyanın dönüş yönünde akan kalabalık
"Bismillah, Allahuekber" tek ses dillerde
Revaklardan süzülen Osmanlı hatırası, mermer döşeli
Cennet emaneti kapkara bir taş, mahfazalı
Beyaz kefeni ile mahşer meydanında kalabalık
Zerrelerden seyyarelere benzer, ahenkli
"Bismillah, Allahuekber" aynı nidalı
Kara çarşafının duvak süsü, altın yaldızı
Nur'dan sütunun mücessemleşmiş, görünür hali
Sağanak sağanak iner de üzerine sekine
Gözler başka mecralarda, ruhlar divane
"Bismillah, Allahuekber" herkes pervane
Hacer gibi koşmakta yığınlar, kaygılı, ürkek
Dağların, tepelerin ardında İsmailler
Kesmeyen bıçakların, kıyamadığı hani
Şifa niyetine fışkıran, akan Zemzemler
"Bismillah, Allahuekber" hayat nişanı
Yediveren güllerin diyarı bura
Yedi sayısında gerçek anlam, bir yığın mana
Koşup Safa'dan, Merve’ye vara
Şavt sayısınca yürüyerek, durup tavafa
"Bismillah, Allahuekber" cevvi havada
Rüknü Yemani'de perde, hafif sıyrılmış
Duvağını açan gelin misali
Mehrinin anahtarı, hac ile umre
Seni bilmeyen nasipsiz hepten şaşırmış
"Bismillah, Allahuekber" neler taşırmış
Cennet-ül Mualla’da Sevgilinin yareni
Vefa örneği, en güzel, en nazenini
Fethî Mekke'de hani ilk durak
Dualı diller, göğe açılmış eli
"Bismillah, Allahuekber" hep serpilmeli
Dayıya giden kızlar hep Şubeyka’da
Günahsız elleriyle, mini minnacık
Tutup ellerinden, ey babacığım
Kirlenmesin demişti hani elbisen
"Bismillah, Allahuekber" işte bu mana
Ebu Kubeys, feryatlı, biraz da mahzun
Uymadı en güvenilene, en yakınları
Biri amcası, bir de bir yığın kuzen
Duymadı kulaklar, çınlayan sesi
"Bismillah, Allahuekber" yayılan tını
Sevr de örümcek, iki güvercin
Örülmüş gözlere, inmiş hep perde
Süraka mahmuzlamış atını, herkesten önde
Kumlar bataklık, nallar içerde
"Bismillah, Allahuekber" yetişir derde
Hira Nur, süzülen gökten, misk gibi koku
Sıkmış Cebrail, sonra bırakmış O'nu
Kanatları sarmış dört bir yanını
Nereye baksa, hep aynı doku
"Bismillah, Allahuekber", ilk emir "Oku"
Ebubekir-i Sıddık ên sadık dostu
“O mu dedi, demişse doğru”
Mucizeleri görmez inmişse perde
Ay yarılır, akar su parmaklardan tek nefeste
“Bismillah, Allahuekber” en güzel serde
Üç şehit, bir sıddık titrermiş Uhud
“Sakinleş” nidası, en güzel dilde
“Sever Uhud bizi, biz de hep onu”
Dağlar selam durur, ağaçlar perde
“Bismillah, Allahuekber” kalır mı yerde
Bedirde sağanak gibi iner melekler
Zayi etmez Allah, O en güzel kulu
Başlarda sarıklar, şaşkın felekler
Yere düşmedi sancak, ufukta tulu
“Bismillah, Allahuekber” Allah tek, ulu
Hurma diyarı Yesrib, oldu Medine
Güller kokar Ravza, çekersin içre
Hıyanet o devirden, Yahudi haset
Bozanlar ahdi, içler hep fitne
“Bismillah, Allahuekber” kalpler aheste
Amine’nin gülü, Ahmed İncil’de
Varınca Ebva’ya, yetim bakışlar
Sarmalar kulunu, bırakmaz yerde
Bir olan Allah, hep doğru söyler
“Bismillah, Allahuekber” öter bülbüller
Ezanın kameti, ses verir Bilal
Sahabe-i Güzin, gökte hep hilal
Yankılanan kubbede bir aksi seda
Ötüşür güvercinler, cennette visal
“Bismillah, Allahuekber” işte bu misal
Sümeyye, Yasir mertebe şuhud
Ammar işkenceden bayılır durur
Gözler Nebi de, bir başka buud
Cehlin babası, öfke kudurur
“Bismillah, Allahuekber” Yunusvarî hud
Vaat hak, ufukta belirmede güneşler
Ondört asır oldu hep bekleyişteyiz
Yayılan dünyaya ne güzel düşler
Hamzalar, Musablar hep nöbetteyiz
“Bismillah, Allahuekber” hep izindeyiz
08.07.2025
00:57
Mekke
Kayıt Tarihi : 20.7.2025 09:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Medine ve Mekke'nin uhrevî havasında yazıldı...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!