Toprak, beni ancak sen anlarsın
O yüzden sana yazıyorum bu mektubu
Ben yazarken ağladım, sen okurken ağlarsın
Bana mı yanarsın, kendi haline mi yanarsın?
Sorarım toprak sana, yaşamak mı bu?
Bugün ne yaptım biliyor musun canım?
Köyümün taşını, toprağını öyle özlemişim ki
Oradan getirdiğim kara taşı ısıtıp ısıtıp bağrıma bastım
Buranın havası çok nemli, romatizmalarım öyle azdı ki
Oturduğum yerden saatlerce kalkamadım
Bir ara telefona sarılıp, eşi dostu arayayım dedim
Sonra vazgeçtim, nasılsa beni anlamazlar diye
Bir de korktum, yine bir ölüm haberi almak istemedim
Zaten beni anlamak bir yana, imreniyorlar bir de
Şu güneşin bile uğramadığı diyarı niye severler bilemedim
Laf aramızda, dün bir delilik yaptım
Koyun, kuzu sesleri gözümde tütüyordu
Bir çiftliğe gitmek üzere evden çıktım
Yolun kenarında İstanbul plakalı bir TIR duruyordu
Bir bıçak saplayıp lastiğine, havasını içime çekip kaçtım
Buranın koyunları, kuzuları da bir başka meleşiyor
Nerede o kulağa türkü gibi gelen hoş sesler
Zaten komşunun kedisini de kovalıyorum, tuhaf miyavlıyor
Anlamıyorum ki ne diye o nankör şeyi beslerler
Sinsi sinsi bakışları beni zıvanadan çıkarıyor
Geçen gün televizyonda Milli Takım'ın maçı vardı ya
Bir türlü seyredemedim maçı, heyecandan ölecektim
Ama maç boyunca dualar ettim, ellerimi kaldırıp semaya
Şükrolsun Allah'ıma, yüzümüzü kara çıkarmadı ya
İnanır mısın? Bu galibiyetler son zamanlardaki tek sevincim
Toprak, son günlerde kendimi hiç iyi hissetmiyorum
Bu mektubu postaya götürecek gücüm olur da eline geçerse
Telefonumu her gün bir iki kez çaldırmanı bekliyorum
İstersen hiç konuşma, sesimi duyunca kapat yüzüme
Eğer ahizeyi kaldırmazsam, polisi ara, burada kokmak istemiyorum
Hani uçağın küçücük camından bulutlara kuş bakışı bakarak geldik ya
Dönüşte de tabutumu kargoya vermesinler, uçağın içine koysunlar ha
Belki yolculardan temelli dönenler olur, benden ibret alırlar da
Benden geçti artık. Umutlarımla, düşlerimle gömüleceğim ama
Sana tavsiyem, gurbette hasretten ağlamaktansa git memlekette açlıktan ağla
Vasiyetimdir, memlekette toprağımı çok derin kazın
Bedenim iyice karışsın toprağa ki rüzgar yine gurbete atmasın
Mezar taşıma; O bir gurbet kuşuydu, diye yazın
Uçarak vardı gitti gurbete de kırdı hasretlik kanadın.
Son isteğim sizden, yakın yıkın gurbeti ortadan kaldırın
Rotterdam, 06-12-2003
Ensar AktaşKayıt Tarihi : 10.12.2003 17:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Rumuz:Debeder...önder yıldırım
Uzun şiirleri yazanlara hep gıpta ediyorum. ben uzun yazamıyorum ama uzun şiirleri okurken mest oluyorum. Ne güzel yazmışsın ey koca yürek. Ama keşke şu ölüm temasını işlemeseydin. Zaten ayrılık ölümden zor dememişler mi? İkisi bir arada olunca insanın bırak gözlerini, yüreği nemleniyor sanki Ensar AKTAŞ
Diğer şiirlerini de sırasıyla okumaya başladım.. Saygılarımla.
S:YAKICI
TÜM YORUMLAR (7)