ne mumum eriyen
ne güneşim
geceye yenilmiş
her batımda göz eriminde
ne de yağı tükenen
fenerim soluk renkli
bütün silik benzetmelere inat
yarını biçimlendiren
biçimlenen bugünün burgacında
mimarım ben
öğretmenim.
Köy öğretmeniyim kâh
“Şefik Sanık” ça
“Bana çiçek getirin,
dünyanın bütün çiçeklerini getirin.”
diyen son soluk verişinde
“kaya diplerinde açmış çiçeklerini”
atının terkisine alan Avar’ım
uzak diyarlarda.
kent öğretmeniyim kâh
siyahlar beyazı karartırken
her hamlede
şahı kaptırmamak için didinen
otoyol kenarlarında,
egzoslar arasında boğulan,
surlar arkasında
yaşamak için direnen
yaban çiçeklerinin öğretmeniyim.
Atatürk’üm bakıyor
her gün kara tahta üstünden
-bu arada tahta, karaya öykünüyor
aslında beyazdır benden söylemesi-
benim baktığım bahçeye
çiçeklerin açamadığı.
çiçeklerim
çiçeklerim…
gölgesinde kalmış
yabansıl otların
çekiyorsun kökünü yabanın
bitiveriyor
çektiğin kara yerden
kapkara renkli bir çirkin
diken.
toprak kanıyor.
toprak kanıyor.
inadına direniyor atam
bıraktığın karanfiller yüzü güneşe dönük.
Senin güneşinde açan.
Dikenleri güneş büyütmüyormuş
öğretmenim söylemişti:
mavi gecelerde ama
kenarında zeytin kokan
Egenin mavisi değil
içinde köpekbalıklarının
keskin dişleriyle dolaştığı
korkunç ve soğuk okyanusların
mavisine bürünmüş
sayrılı gecelerde
elli yıldız büyütüyormuş geceleri
ölüm saçan yıldızlar
ayla kardeş olan yıldız değil
kan kusan elli yıldız.
ben güneştenim atam.
Çünkü ben öğretmenim.
güneşinde doğdum, güneşinde öleceğim.
ellisi de toplansın gelsin.
yakacağım ellisini
ellisinin dikenini
karanfil ekeceğim
aydınlık günlerden sana
kızıl güller dereceğim.
kanayan yurt toprağına
birer birer sereceğim
Kayıt Tarihi : 20.11.2006 21:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

SADE AMA.....NEFİS BİR ANLATIM
..............Saygılarımla.
beğenisini kazanacaklardır.Bu anlayışı canlı tutan şiirinizden dolayı sizi kutlarım.Başarılar...
TÜM YORUMLAR (2)