Günaydın kendim, bugün de uyandık aynı yerde,
Omuzlarımda dünden kalma, gizlenmiş bir yara izi.
Sana bir sır vermeyeceğim, neysek o görünüyor her halde;
İçimdeki sükûn ve ruhumdaki deli nehir, tek bir denge.
Yeni güne, tüm eksiklerim ve tüm zaferlerimle merhaba.
Ne olduğumun tarifini kimseye sunmadım hiç,
Ruhumdaki gizemli fırtına, dışımda bir denizdi.
Kusurlarımı örtmedim, her yanlışım bir rehber,
Görünmez çabalarım, bu yolculuğun en ağır yükü.
Şimdi buradayım; eksik, tam ve kendi gerçeğimle baş başa.
Başkalarının yargıları, esen bir rüzgâr gibi,
Ne temelimi yıktı, ne de yönümü değiştirdi.
Mühim olan, aynanın soğuk yüzeyindeki yankı,
O anki halimi sevgiyle, sessizce kabul edebilmekti.
Kendime şefkatle bakmak, en zorlu zaferim hep.
Dünyanın alkışını toplamak, yalnızca bir yansımaydı,
Kendi iç sesimin huzurunu feda etmedim asla.
Mükemmelin donuk maskesini takmaktansa,
Çatlakları olan, hırçın ama gerçek olmayı seçtim.
Bu, ruhumun ödediği en ağır, en doğru karardı.
Kendi kalabalığımda yalnız, ama köklerim sağlam,
Başkalarına değil, kendime verdim o vefalı selamı.
Varoluşun sert toprağında filizlenen: Özgürlük,
Ne olduğumu değil, kim olduğumu bilmektir yegâne.
Ve ben, bu halimle, tam on puanlık bir hikâyeyim.
Şimdi, elimde kalan tek miras: sessiz bir cesaret,
Her güne yeniden başlamak için ruhumda tek bir yemin.
Maskeler yere düştü, artık sahte bir parlaklığa hasret yok;
Yarın, ne getirirse getirsin; bu özgürlüğü taşıyacağım,
Çünkü kendim olmanın bedeli, hiçbir şeye eş değil.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 17:06:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!