İlk gençliğimin günahlarını ektim,
Yalnızlıktan kuruyan toprağın koynuna.
Siz bilmezsiniz,
Çocukluğumun, balta girmemiş ormanlarında buldum kendimi.
Ulu bir çınarım olsun istedim hep,
Tohumunu ellerimle ektiğim,
Yalınayak koştum,
Deli rüzgarına kapıldığım yılların ardından.
Hey! Siz nereye gidiyorsunuz;
Çığlığını rüzgara seren martı kuşları?
Bakın soluk soluğa size koşuyor,
Hayatın, yelelerinden sürüklediği ak taylar...
Ömrümü;
Bitirilmemiş bir romanın küf kokan satırlarına sakladım.
İlk yağmur taneleri düştüğünde toprağın rahmine,
Günahlarından arınan gençliğimdi filizlenen.
Şeytanın esiri olan köhne kentler;
Henüz yağmuru hak etmemişken,
Nasıl da acımasızmış inandığım gök tanrıları,
Yağmurun kokusunu bile esirgemiş kuru ekinlerden...
Gökten bereketli şiirler yağsın üzerime,
Damıtılmış şaraplar yıkasın,
Günahkar çıplaklığımı.
Gün ortasında korkular yaşıyorum,
Ülkesi olmayan göçmen kuşlar misali...
Kalbim, sen bunu sakın unutma,
Meğer, bir göz yanılgısıymış ıslak tenin.
Uğruna tozutmuşluğumu,
Sana delice vurulmuşluğuma yor.
İşte şimdi açıyorum düşlerimin bütün ağıllarını,
Aşk üzerine türettiğim sözcükleri,
Dargın sevdalıların küskün gözlerine ekiyorum,
Çünkü; bütün günahlarımı,
Küf kokan romanın satırlarına sakladım.
2003
Ali AydınKayıt Tarihi : 31.3.2004 16:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

S:YAKICI
TÜM YORUMLAR (1)