Sabaha karşı Gümüşsuyunda bir Rus meyhanesi
Çiğ balık ve bir kadeh rus vodkası parlatıyorum
İçeride bir çok müdavim var,çoğu sefaretten gelme zarif Rus insanlar
Bıçkın filintalar ve hemcinslerini arayan delikanlılar cabası
Az ileride,karşı kaldırımda sırtını taş duvara yaslamış bir Rus fahişesine ilişiyor gözlerim.
Yanıbaşından bir hamal geçiyor,sırtında boş küfesiyle ıslık çalarak
Omuzundan akan siyah şaldaki ucuz parfüm kokusunu hissedebiliyor gibiyim
Taş plaktan yorgun bir balalayka sesi yükseliyor
Aynı yorgunlukta boğuk bir uğultu hakim olmakta salona
Kayık tabakta bir karides ısmarlıyor yanımdaki masa
Sabaha karşı,Gümüşsuyundaki Rus meyhanesinde alkol duvarları aşılmakta
Nazdarovya,nazdarovya,nazdarovya sesleri arasında.
Cılız sesiyle aynı cılızlıkta bir kız Rusça şarkılar mırıldanıyor
Cılız sesine inat,her defasında gür bir alkışla cevap veriyorum kendisine
Söylediği şarkılara herkes kendisinden birşeyler katmakta.
O ise şarkıları kendine söylemenin hafifliğinde.
Buruk mu,bilmem ama hüzünlü,söylediği şarkılar kadar hüzünlü
Alnı omzu kadar dik durmuyor masada
Üstünde vermek istemediği bir emaneti taşıyor gibi.
Küçük minyon suratında ağır bir makyaj var,kızıla çalan saçları salaş.
Bir Rus kızına göre hayli çelimsiz sayılır
Benzi,sandıkta solan işlemeler kadar solgun
Fakat gözleri,tüm Rus kadınlarında olduğu gibi görmeye değer
Sabaha karşı Gümüşsuyundaki Rus meyhanesinden ayrılırken
Bir kız var yanıbaşımda ağlamaklı...
Kayıt Tarihi : 10.6.2005 13:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)