Gecenin ortasında bir rüzgâr esti,
Ne adı vardı, ne yönü belli.
Bir hayal gibi süzüldü üstümden,
Kimsesiz oluşum vurdu başıma sessizce.
Ne bir omuz vardı yaslanacak,
Kınalı bir kuş konar pencereme,
Bir bakışıyla deler içimdeki geceyi.
Kanadında hasret, gagasında dua,
Kınalı kuş, sen hangi diyardan bana?
Bir ses fısıldar, ürkek ve nazlı,
Çok kırgınım be hayat, çok,
Aileme, çevremdeki insanlara, sevdiğime,
Neden hep dedim kendime,
Niçin ben diye...
Nefret ediyorum senden biliyor musun,?
Kırıldı kalbim, sesini bile duymadın,
Bir cam gibi, sessizce paramparça...
Ben susarken, içimde fırtınalar vardı,
Sen hiç bilmedin, bilmek de istemedin aslında.
Kaybetmekten korkuyorum seni,
Sanki her anım sensiz geçecekmiş gibi.
Sakın düşünmekten vazgeçme beni,
Sensiz yapamam,olurum ben bir deli.
Kaybetmekten korkuyorum,o gülüşünü.
Çocuk iken tanımıştım seni,
Kum gibi bir şarkı vardı ya hani,
O girdi aklıma birden, ve hep seni andım o Sabah.
Söyle bana Ahmet kayam, bu yar ne zaman gelecek.
Yeni gelmiştim okula,
Yeni tanımıştım sizi,
Sohbet etmeye başladınız birden,
Güzel bir tebessüm ile...
Aylar geçti sonra...
İçi dolu kuştan bir kadındı, avuçlarını açtı.
Avuçlarındaki çizgiler kuştan, kafasını kaldırdı.
Göğü izledi,
Gök yerden göğe kuştan.
Gözlerini kırpmadı bile,
Kuytu bir köşede sakladım seni,
Kimse bilmez, kimse görmez beni.
Bir sessizlik sardı her yanımı,
Adını fısıldar en derin yanım.
Bir duvar, bir perde, bir eski masa,
Gökyüzü ağlar her akşam üstüne,
Mazlum bir coğrafya, kanla sulanır yine.
Filistin, bir çocuğun sessiz çığlığı,
Taşla direnirken ezilir umudu.
Bir annenin yüreği paramparça,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!