Yüce kavak, yüce kavak hışırda,
Gelen nedir bilemem ki başıma?
Avluda oturmuştu Gültâze. Kerpiç duvara sırtını dayamış, dizlerini kırmıştı. Başındaki güllü yemenisi bir yana kaymıştı. Gözleri öfkeliydi Gültâze'nin... Gözleri ıslaktı... Gökyüzüne bakıyor, bakıyor da görmüyordu. içinde bir öfke kabarıyor, kabarıyor, çaresizlikle acıya dönüşüp, bağrına bir taş gibi oturuyordu. bakışları çocuktu Gültâze'nin...Bakışları mâsum, ürkek ceylanlar gibi. Yüreği küt küt atıyor, sıkışıyordu.
Henüz onüçüne yeni basmıştı. Hatları yeni yeni genç kızlığa dönüşüyordu. Simsiyah saçları vardı, upuzun...Belik belik örmüştü anası. Boncuklar takmıştı aralarına. Kapkara gözleri vardı Gültâze'nin. hep uzaklara bakan, hep uzaklara dalan...Kapkara kirpikleri vardı, ok gibi. Daha çocuktu ama, onu gören gözlerini alamazdı bir zaman.
O da oynamak isterdi bazen. Koşardı, kınalı kuzusunun ardından. Güllü yemenisi düşer, saçları savrulur, yanakları al al olurdu...Ama, biri vardı ki, Gültâze'yi çok korkutuyor, her kapının ardından, her ağacın gölgesinden, her delikten fırlıyordu... Aklını başından alıyor, ödünü koparıyordu...…Gültâze onu görünce korkudan titriyor, o çocuksu neş’esi kayboluyor, gözlerine yaşlar hücum ediyordu.
Bir gece evvel babası sevinçli bir telâşla gelmişti. Hiçbir şey söylemeden oturmuş, cebinden çıkardığı tütünü sarmış, keyifli keyifli içiyor, gülümsüyordu. Gültâze anasına bakmış, anası ona, ama, merakları gözlerine, soruları boğazlarına takılıp kalmıştı. Soramamışlardı bu sevincin sebebini. Sinirliydi Davut, sormadan konuşturmaz, nefes aldırmazdı. İkide bir Gültâze’ye bakıyor, gülümsüyordu. Fadime Kadın’ın yüreği birden ‘cızzz’ etti. Yüzünün rengi uçtu, sapsarı kesildi. Gözleri faltaşı gibi açılmış, elleri böğründe Davut’a bakakalmıştı. İçinde kabaran fırtına dudaklarının ucuna geliyor ama sesi çıkmıyordu… Gültâze daha çocuktu, anlamıyordu anasının solgunluğunu.
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Anadolumuzun çirkin geleneklerinden biridir genç kızlarımızın para karşılığı satılması.
Annelerin canı pahasına dünyaya getirip yemeyip yedirdiği, içmeyip içirdiği, saçını süpürge ederek büyüttüğü o hanım kızlarımız mutlu mu olur, acılar mı çeker düşünmeden birkaç karısı, bunun yanında çok da parası olan köy ağalarına para karşılığı satılışı...
Kader midir cahillik mi?
Ünlü romancı ve hikayecilerimizden kalır yanı yok yazım sanatınızın.
Tebrikler Hale hanım...
Kadir Tozlu
o kadar çok gültaze var ki :(((
yaşanmamış hayatlar bunlar...
içim kan ağlayarak okudum :(((
gültaze'lere bunu yapmayın analar-babalar...bırakın kızlarınız okusun,kendini geliştirsin,kendi kararlarını kendileri verecek öz güveni kazansın :((((
Böyle davut gibi babaların ALLAH cezalarını versin. hangi yüreği temiz gerçek bir baba bunu yapabilir cahaletlerden başka.
Ve dilerim hiçbir kızımızın başına gelemz Gültazenin başına gelenler ve dilerim bu tür insanların cezalarını halkımız verir, çünkü başka güvencemiz yok.
Sevgili Halenur hanımefendi bu harika dizeleriniz bizleri çok etkiledi, güçlü bir kaleminiz var, sizi gönülden kutluyorum. Tam puan Bilal Esen
Halenur Hanım Gültaze ismini ilk defa sayenizde duyuyorum ve çok hoşuma gitti.Gültaze'nin hikayesinin şiiri harika olmuş.Ayrıca şiirime yaptığınız yorumdaki iki mısraya çok teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta