Ancak güneş batınca kendime gelebiliyorum.
Kalemimin kağıt üzerindeki gölgesine bakıyorum.
Ben de gerçeklerin gölgesinde yaşıyorum,
Yaşıyordum hayallerimle birlikte.
Bu nasıl bir körlük ki gözlerim açık ama göremiyorum,
Değerini bilemiyorum hayatımın.
Güneş battı.
Kedim Güneş öldü.
O hep içimizi ısıtmıştı.
Şimdi içimizi yakıyor.
Doğan güneş ve batan güneş,
Günler böyle geçiyor.
Şu anda ne yapıyorsun acaba?
Kiminle birliktesin orada?
Hala uyuyor musun yoksa?
Seni sevdiğimi asla unutma.
Başka çaren yok sonra,
Başka biri varsa arada,
Gerçeklerin beni üzmesine izin vermemeye çalışıyorum,
Ah bir de sen yanımda olsan.
Gerçekler gerçekten nefret edilecek kadar iğrenç.
Seni çok özledim,
Nerdesin sevgilim?
Yarını düşünerek yaşamak istemiyorum.
Yas bitmemiş esas yeni başlıyormuş,
Dost sandıklarım aslında yılanmış.
Başımı dik tutmakta çok zorlanıyorum artık,
Bir zehir gibi içime akan bu sözlere tahammülüm yok artık.
Unutmayacağım asla yapılanları,
En zayıf yerinden vuracağım onları.
Ah ah şimdi olsam Yıldız Parkında,
Dolaşsam yeşilliklerin arasında.
Barbaros bulvarında yürüsem,
Oradan Ortaköy’e geçsem.
Belki bir boğaz turu ne dersin?
Biraz eğleniriz hem gezersin.
Düşüncelerle dans etmek,
Bazen acı verir;
Ağlamak istersin,
Mutluluğun tadını anlamak için.
Ya da tek sığınağın gözyaşların olduğu için.
Bazen bir mutluluk parıltısıdır;
Seneler önceki olaylar dün gibi.
Aylar gün gibi.
Akıp geçiyor zaman,
Akıyor hayat, su gibi.
15 Mart 2011 11:40 / İstanbul
Hayal kurmak için vakit yok,
Hayal kurmak suç.
Bakışlardaki sevgiyi hissetmek için izin yok,
Sevmek, hissetmek suç.
Yalnızlığı paylaşmak için dost yok,
Paylaşmak, konuşmak suç.
Rüzgarın uğultusunu duyuyorum bugün.
Bulutlar yağmur taşıyor.
Çınar ağaçları yapraklarını dökmüş,
Sarı yapraklar sonbaharın habercisi.
Çamlarsa her zaman yeşil.
Uzaklarda beyaz beyaz köpük köpük dalgalar var.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!