Yıldız çiçekleri açtı
Nar ağaçları uçuverdi
Sarıcan ağacında arılar vızıldıyor
Portakalın ışkınları göründü
Bahara ramak kaldı Çukurova'da
Karacaoğlan'ın 'Şubat ayı kış yelini kovarken'
Artık kelimelerin sihrini bıraktım
Gecelere şiir yazmak yok
Kendi şiirini yazsın alem
Yağan kar, düşen damla, minarelerde alem
Parlayan poyraz manzaraları kalem
Aladağ önlerinden güneye temiz
Aslında bir yeryüzü güzelliği
Ama görmediğimiz için
Haberimiz yoktur hiçbirşeyinden
Ben onun öldüren yanını değil
Sanatkarlık tarafını seviyorum
Başımı alıp karadenize gidesim geliyor
Temizlik bir hak libası
Kim giyerse güzel olur
Her şeyini temizce tut
Aslan yatağından belli olur
Bilmediğin bir şeyi atalarına danış
Çoktan hükmü verilmiş
İster harp ister barış
Çöpü daha yutmadan ölçen kuşu unutma
Kılçığı yutmuş gibi göz fal taşı somurtma
Bir işe başlamadan bu kuşu emsal edin
Bizimki hepi topu on metrelik dar bir koridordan
Arka arkaya dışarı çıkacak garajdan
Arabanın modeli yüksek
Vitese atsan geçmem demez
Gel gelelim bizimki
Neyapıp yapıp geri vitese geçmemeyi başarıyor
Göğün rengi gök rengi
Dairesel bir yay gibi
Erzin'den İskenderun'a uzanan
Amanoslar kara
Çıplak gözle görünüyor
Altmış kilometre ara
Hani biliyorsunuz insanlar ağlar
Bebek, çocuk, büyük
Erkek, kadın, ağlanır yani
Erkekler ağlamaz sözü
Hayatı kebap olanlar için
Sen bir hükümdar olacaksın da
Aslında benim bu dünyada
Yapacak bir işim kalmadı
Sevdiğim hiçbir kadın ve kızı alamadım
Ama olmuyor
Her gece ve her gün nöbetlere kalıyorum
Hayata bir şey ile tutunmam lazım
Kızlar bir güzel ki şimal sürükler
Uçak, at, araba, menzil aldırır
İstasyon, otogar meydanlar dolu
Genç kızlar Allahın bükülmez kolu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!