Bir Gülüverdim sana
Bir gün hatırla diye…
Bu ağıt, seni benden aldığın gün yazıldı
Gül/mezar umudumu çaldığın gün kazıldı
“Es-salah” okunurken ihtilal yüreğime
Gözlerini gömdüler benim göz/bebeğime
Kelimelerde matem, hicran kokar şiirler
Sen giderken ardından öksüz kalan şairler
Duanın rüzgârlara karıştığı sesinden
Toprağa kan damladı güllerin sinesinden
Işıkların kalbinde gül/endamın kanadı
Güneş dahi batarken adını sayıkladı
Düşlerindeki encam yanık kalıp bağrında
Nazlı güller üşüdü virane dağlarında
Gülşenler gülüyordu düğün arifesinden
Sana kefen biçtiler gelin elbisesinden
Kapında ağlıyorken yaralı dilenciler
Seninle kabre girdi en son serüvenciler
……………………………………….
Ve hatıralar şimdi hüzünbaz yakarışlar
Gülün doğduğu yerde toprak ölmeğe başlar
Nedametle büyüyen hazan kokulu dağlar
Nevbaharın vurulur zaman ağlar/ an ağlar
Vaveylalar nedir ki, deprem olur sevdalar
Her dem vuslatı arar her yöne haber salar
Sesini duyan var mı? Nefesini soluyan
Rengin Ay'a benziyor uyan nazenim uyan! .
Şeydan kapına geldi bir bakışına hasret
Yaşın vedadan küçük/ küçücük tebessüm et
Bırakma ellerimi avuçlarım üşüyor
Ellere iklim-i yâr, bana da kar düşüyor
Feveran duygularım hançeremde feryadım
Leyl-ü Neharda melal gülistanında yâdım
Güllerinden vazgeçtim küllerine muhtacım
Devran dönsün kâbustan dua olsun ilacım
Maveradan bir tılsım uyandırsın da bizi
Şulenin efsunuyla yaksın meşalemizi
Gidiyorum gülizar mestane bedenimle
Mahzun intizarımla senden kalan ben/imle
Didarını resmettim hayalime bergüzar
Sensiz tarumar âlem sensiz yetim şehr-i yâr
Hangi yola girdiysem sonunda keder ve gam
Hangi şarkıyı duysam melodisinde hüzzam
Gidiyorum Ay yüzlüm mehtabını görmeden
Sırlarıma aşikâr güneşe görünmeden
İçimde malihülya meçhule gidiyorum
Gülzardan kaçıyorken hep Gül'e gidiyorum
Gidiyorum ufkumda ne İrem var ne ruşen
Sana meftun bir aşktan bin heyelandı düşen
Çırpındım çıkmak için derun dehlizlerinden
Kaç Mecnuna yol açtım Leyla’nın izlerinden
Çöle nigârın düştü benim vecd/ime hüzün
Muzdarip artık gece/ meczup artık gündüzün
Kaçmak çare mi gülçe? İçimde gülberk varken
Gurbet diye gittiğim her yerde sen yaşarken
Canı alınca canan ruhum kalmaz mı bican
Berzaha dek sürer mi bu efgan bu helecan
Bin katre gözyaşıyla yeşerir mi beyaban
Lahitini gözler mi her gece mah-ı taban
Öter mi terennümle seher vakti bülbüller
Bad-ı sabahla doğup açar mı yine güller
Misk-u amber kokusu dolar mı aşiyana
Güldestenin ecesi sen misin gül-i rana
Eriyorum nârınla her gece yelda bana
Hicretim yok yarına esirim anla/sana
Münzevi dilenciyim uzlete sırdaş oldum
Her gün ölümü çizen fırçaya nakkaş oldum
Aşkım pervane oldu çerağınla yak beni
Ya al beni yanına ya azat bırak beni
Son sözlerim rayiham kanayan şiirim/de
Bir ceylanı vurdular, ceylan benim içimde
Yutkunurum sesime yağmış gibi yağmurlar
Gül/kokunu özledim bana yetmez buhurlar
Gonca olsan korkarım kıskanır seni dağlar
Güneşe bakma sakın! . Gölgeni de vururlar
Bana gelince gülüm her ayrılık bir ölüm
Anılar yağmur olsun susuz kalmasın gölüm
Berzahı bekleyerek duada kalsın eller
Senin yasını tutsun sensiz kalan gönüller
Kayıt Tarihi : 9.4.2007 20:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2013 Yılında Ümraniye Belediyesinin düzenlediği 9.Şiir,Resim ve Hikaye yarışmasında 9.630 şiirin katıldığı yarışmada Hece dalında 5. olarak mansiyon ödülüne layık görüldü. http://www.umraniye.bel.tr/bpi.asp? caid=40&cid=16453

yürekten okudum kutluyorum tebrikler
Sn Şair tam p. 10 ant.
TÜM YORUMLAR (3)