bütün biriktirdiğin kusmukları
sık kullanılanlara ekledim
bir pc nin çöküşü ne hazindir bilir misin
onu boşver, şunu bil
o içine tükürdüğün kalbini
tam da temmuzun otuzunda
Bu mor leylak
Böyle arsız ve çıplak
Soyunup dökünüyor ya her bahar
En çok ona içerliyorum
Başucundaki tüyü bitmemiş sevinç
Gözümün görmek istediğini
Gönlüm göremez
Gönlümün görmek istediğini de
Gözüm
Ne var ki,
Senden yana bir telaş içinde
Besmelesiz mi geldik dünyaya, ne?
Avuç kadar yürekle
Yaşama kafa tuttuk
Doğru diye bildiğimiz
Helezon bir yolmuş
ey mavi!
verdiğin tüm çelişkiler için
şükürler olsun
ya her an kıyamet olsaydı
sus üstümüze
Ben bir İstanbul hatasıyım
Ne vakit gözlerime bir gemi değse
Sırrımı söyler kedersiz balıklar
Gidişimdeki minval üz’re
Hiç konmadım yüreğinin ortasına
Nüfus kağıdı
her yeni gün hızla eskimekte
şubat dün gibi boynuma asılı
keçi boynuzu yiyiyorum sabahtan beri
kan yapıyormuş
kuru üzüm bir de
bütün kansızlara inat
ve bütün kanı akmışların
intikamına destur çekiyorum
Kuşlar uçmaya görsün
Temmuz yel yepelek kanat sesi
Yokluk öncesi nasılsa
Bir çocuğun yüzü
Öyle güleç
Öyle kendisi
cebimde bozukluk niyetine
bir asabım kaldı
verirdim vermesine ama
bizim hesaplarımız küçük
yetmiyor aklımı zorlamaya
Gülay Garip'in şiiri gerçek anlamda imgeler hazinesi,anlamlar örgüsü ve dizelerin dansedişi.Bir çok tanınmış şairi gölgesinde bırakabilecek usta şairdir bana kalırsa.Osman Balkıs