Yarım günlük yolculukta,
Aracım yol alıyor karanlıkta,
Ağır ağır ve benzinin kokusu
Yakıyor içten içe ciğerlerimi.
Telaşların arasında koşturuyorum;
Yüreğimde biriken özlem hissi,
Ne yapıyordur şimdi diyorum,
Kızgın mı acaba bana gül çiçeği?
Öylesine acele bakıyorum geceye,
Diyorum yine sitem edecek.
Bilmiyor ki çok sevildiğini,
Gül çiçeğim duymak isteyecek.
Oysaki sessiz çığlıklarımla,
Seni ne çok sevişlerim vardı.
En çok seninle konuşmak istedim;
Ama en çok sana susuşlarım.
Yakıyor inceden alazı yavaş yavaş,
Sanma incesi az yakıyor,
En ince kıvılcımlar
Ateşlediğinde canımı çok yakıyor.
Bulutluydu gözlerim yaslı,
Zeytin tanesi hüzünlü bir çiçeğim,
Otuz yıllar sakladım
Gülüşlerimi sergileyerek.
Gül çiçeğim mavi denizlerinin,
Karşıyakasında balıkçı teknesinde,
Bir aşk tutturdum dolayıp dilime,
Sen bile aşkımızı bilmeyerek.
Ne çok ürkerdim,titrerdim tir tir,
Belki bebeklerin irkilişi gibi.
Bilsem de beni delice sevdiğini,
En çok senden yana dönmedim.
Okyanusa hep tutkundum,
Coşkuydu,ihtirastı,ulaşılmazdı;
Ama hiç aşık olmadım ki ben,
Yıkılacagım dağlara yaslandım.
Sen duru akıp giden su misali,
Ben kainatın derbederi keşi.
Sen toprakları yeşertensin,
Ben kuruyup giden çiğ tanesi.
Olmadı istesem de,düştüm içine,
Sevmeyeceğim desem de,
Ardımda bırakıp gitsem de,
Kalbimdeydi ayak izlerin.
Biliyorum kızacaksın bana,
Belki restini çekeceksin.
Sen aşkı anlattıkça ferahlarken,
Benim susan yüreğim yandı.
Kayıt Tarihi : 1.5.2025 23:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Okuyunca şiiri,
Eminim o da titreyecektir
Sevginin önünde...
Tebrikler Hamiye Hanım...
TÜM YORUMLAR (1)