Ahmet Arif diyordun ya;
“Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”
Şimdi dağlarına bahar gelmiştir memleketimin,
İlk cemreler düşmüştür çoktan.
Dağları, ovaları bir gelin gibi süslenmiştir.
Ağaçları çiçeğe durmuştur bu mevsimde.
Gecenin alacakaranlığında,
Düşlerimi iyileştirmek bilmiyor hücrelerim.
Beynimin coğrafyasında,
Aklımın sınırlarını çiğniyorum
Ve intiharlar yaşıyorum gözlerimden.
Uykularım saçmalıyor,
Ey âşıklar diyarı Paris!
Cömerttir tebessümlerin.
Kimse bilmez kaç sevda yitiktir,
Kör dehlizlerinde
Kanayan yüreklerin izi vardır.
Eyfel Kulesinde, Sen Nehrinde.
Aktörler değişse de,
Senoryolar hep aynı.
Değişen hiç bir şey yok
Bu kirli düzende.
Çocukluğumuzda kalan
Siyah beyaz filmlerin
Renkli yüzüydün Çirkin Kral.
Masum tebessümlerin dudaklarında,
Hüznünde saklıydı mutluluk
Anadolu’nun asi isyankâr çocuğu
Yasak bir dilin
Yasak alfabesinin
Sihirli sözlerinde gizliydi
Seni seviyorlarım
Ciğerlerime soluksuz doldurduğum
Kelimelerim yasak
Yağmurlar yoruldu,
Düşerken yüzüme ve saçlarıma
Dokunabilsen yüzümdeki ırmaklara,
Saçlarımdan yağmurları alsan,
Sensiz geçen günlerde,
Çoğu zaman gizli gizli ağladım,
Hiç kimseye bildirmeden...
Resmine takılıyor gözlerim,
Ne güzel günlerdi demek isterdim.
Ama seninle hiç bir anımı hatırlamıyorum ki.
Senin adın Deniz olsun gülüm
Assalar da umudunu darağaçlarına
Sen coşkun ırmaklar gibi çağla
Deniz'i getir Ankara'ya
Deniz kokan çocuklar getir
Mavi bir gökyüzü getir
Güneş batmadan,
Düşle gerçek arasındayım.
Bakıp da doyamadığım
Ufukları özlüyorum.
En çok da
Sen özletiyorsun.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!