Sabaha doğmamıza vakit ağlıyordu, saçları görünüyordu parmak uçlarından.. Her yanıdır uzanan güneş, saçaklarından öpüyorum.
Bileklerim mor, uzanıyorum ağırdan bedenine. En ince ayrıntısına kadar nüfuz edercesine..
Güçlü bir kelime vardı; altı heceden öte değildi..
Topraklarından kovulacağımı bilircesine sarılıyordum tanrıya..
Konuşamadığımız vakit, bir ince hüzün..
Soluğu bitiyordu günün, hafif eserken zihnimize..
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta