Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Mutluluklar sizinle olsun, sevgi ve saygılarımla...
İKİ GÜVERCİN BİR SERÇE
Ocak Ayı’nın ilk günleriydi;
Haydarpaşa vapur iskelesi,
Küçük bir çay bahçesinde,
Hareket saatini bekleyen tren yolcuları
Oturmuşlar izlemekteler rıhtımda Kadıköy;
Eminönü, Beşiktaş vapur seferleri eşliğinde;
Keyif çatan karabatak ve martıların sessiz,
Dingin hallerini kıyıda...
Esinti az,
Havada hafif ayaz var,
Ahşap büfe önünde bir masaya oturdum.
Dalmışım,
Aralarında bir simit kırıntısını paylaşamayan,
Beton üzerindeki iki güvercinde gözüm;
Gözleri peksimette, birbirlerine dikleşmekteler,
Ama ürkek ve çekingenler…
Bir simit parçacığı için sen
Ve ben kavgası had safhada;
Küçük bir serçe yaklaşıyor,
Bir lokmaya muhtaç gibi…
Umurlarında değil güvercinlerin,
O küçük, çelimsiz serçecik fırsatçı,
Sinsi devinimlerle onları izlemekte,
Onlara çok yakın bir yerde…
Serçenin gözü kırıntıda,
Güvercinler hala bir hak arayışında,
Kavga kızıştıkça o yaklaşmakta...
Sonunda bir fırsatını bulan serçe,
Akılsız kuşların arasına dalar,
Onların arasından kısmetlerini kapar;
Güvercinler şaşkın, umarsız bakakalırlar
Garın çatısına konan serçenin arkasından…
Ufacık ağzında bir peksimet parçasıyla serçe
Mutludur, zevkle gagalar kısmetini…
Güvercinlerden birinindi nimet,
Ama serçenin oldu kısmet.
ERGİN BİNGÖL
4 –OCAK -2010
Haydarpaşa iskelesi yanı/ İSTANBUL
