İnsana renkleri verseler
Hangi renklerde anlatır kendini
Elimde fırça bir resim çiziyorum
Serperken renkler,kendime dair
İlk rengim siyah,ah o saçların siyah saçların
Kahverengi dünyam,pembe hayallerim
..
Bana sorma,
Bilmiyorum fırçandaki rengi.
Belki siyahtır... belki de gri.
Bilmiyorum dedim ya,
Belki de ebruli’dir
Ayrılık öncesi suskunluk dönemi.
..
sevgilim barışa koşan
kavgada üryansın
Gökte gri mantarlar açtı
Dumanlı kızıl
Söyle iyilik perisine
uykusundan uyansın
..
Düştüm derdin kucağına ninni söylüyor hüzün
Elem, keder peşimde, gezdirmiyor güle güle
Gönlümün, keyfi, nesefi, hazzı darma-dağınık
Düstüğü yerde aşkın alevi, tütüyor gri dumanı.
Esiyor yel acı acı, varlığımın dertli yerlerinde
Savuruyor oradan oraya, tayfun ve bora gibi.
..
Önce bir ateş gibi düştün içime
İçimde yandın, yaktın yıllarca kora dönüştün
Kah bir volkan olup lav püskürttün, alev alev
Kah gri bir duman..
Hiç sönmedin ya.. her yerimde hala kıvılcım...
..
Bir ben değil gün başladı matem yas havasına
Ağlamaklı gök karardı, gri çarşafını örttü üstüne
Çekildi köşesine sevinç, umutlar ve mutluluklar
Gerildi keder, gam, elem diz boyu karamsarlık
Sürüyor saltanatını hüsran, en acılı makamlarda.
Dinmiyor ağıtlar, bitmiyor söylenmemiş nice figan
..
Geçmiş zaman bir sinema filmi seyrindeyim, her şey siyah gri beyaz
Locada tek bir ben, perdede başrol sen, lâkin rolün senden uzak biraz
Dünya gibi renksiz roller, sen inadına renkli, renklerin ruhun gibi haylaz
Ne sen sensin oynayan, ne ben benim seyreden, filmin dışındayız biraz...
S.Güler-31.5.2015
..
Bakışlarımız manasız, anlamlar yitirmiş birbirimizi
Suskun hisler, duygular nemli, gözler ağlamaklı
Ruhumuzu sarmış gri rengin yüzkarası
Dönüp baktığımız hatıraların düşmüşüz peşine
Dolanıyoruz boşluklarda görmediğimiz birbirimizle.
..
Kimi şehirlerin,sokakların,camilerin gediklileri vardır.Onlar oralarla sembolleşmiştir.Bir şehir tüm insanlarıyla güzelleşir ve yaşanır hale gelir.Bunlar dilenciler,divaneler,yaşları yetmiş olsa da dimdik,evine helal lokma götürmek için cami avlularında,sokaklarda mendil ve süs eşyası vb.satan ihtiyar ve ihtiyareler..Bizler o tip insanlar hürmetine bazı belalara maruz kalmıyoruz belki de.Hep Fatih camisi önünde gördüğüm,bazen de mendil aldığım Ak sakallı amcayı,geçenlerde çarşıda bir meşhur mağaza önünde görünce bir yandan takdir ettim,bir yandan tarifsiz bir hüzün duydum o gri çizgili terlikli ihtiyarı görünce.Gurur duydum o ihtiyarla.Çünkü hemen yanı başında sapasağlam adamlar,kadınlar ve çocuklar isteyerek ya da zorlanarak dilencilik yapıyorlardı.Ama o heybetli ihtiyar, onlara davranışları ve dik duruşu ile güzel bir öğüt veriyordu.
-Neye derseniz?
-Duygu sömürüsü yapmadan,çalıp çırpmadan kazanç elde etme yolunu seçmiş,model insandır.diyebiliriz o ihtiyar haliyle çalışanlara.Her insanı eşit olarak dünyaya gönderen Yüce Yaratan,kimisini, kimisinin halini görsün de,ibret alsın diye üstün kılmış..Modern yaşamda görüp de farkına varamadığımız,dertleriyle dertlenemediğimiz nice ilginç hikayeler var ki o hikayeleri biraz normale çevirmek, bir insan olarak,aydın bir birey olarak farkındalık oluşturmak için tebrik ve teşvik etmek çok mühim.
insanları kolaycılıktan,el açar duruma getirmekten vaz geçirmeye bir sebep olabilir bu tür hikayeler.
..
gri bir gökyüzü
sahip olduğumuz tek şey
bulantılarına katlanabilmenin
erdemini yakalayabildiğimiz
bir parça ilgisizliğin
hani haksızda değiller
..
Yemyeşildi bulutlar ve maviydi ormanlar
Gri toprağın üzerinde beyaz aslanlar,
Beyazın üzerinde bir siyahlık.
Yemyeşildi yılanlar ve solucanlar.
Gri gözlerinin içerisinde kaybolmuştu sanat
Ve müzik gözbebeklerinde gömülüydü
..
From: [email protected]
To: yıllaröncekitamerbirankaraziyaretinde@kabusanılar.com
Merhaba hayal meyal hatırladığım ben;
Olaylar hayal meyal olabilir de, ruh sanki ne hayal ne de meyal
Ne peşinde koşuyorduk da dalmıştık o pespaye geceye, işte sual
Ne ummuştuk sanki, gizem denen şeye bu inanç nedendi, neden
..
Gri Meydan
Bir yorgunluk çöktü vicdanıma
Büyüklüğün yüzünden yerlerdeyim şimdi
Gardım düştü, silindi dünya
Gri meydan hazırdı.
Küçük bir çocuk gibi
..
lanetler dilim rüyasız akşamları
ağulu söylenceler üretir geceyarıları
kalbimse küfürbaz aile reisi
çok oldu yakalı güneşin son kızlarını
gri bir düş bulutu kaldı sesimden geri
acemi bir ıslığın uykulu mırıltısında unuttum kimliğimi
..
N’eydi gözlerinin rengi? Yeşil? Menekşe? Elâ?
Unutmuşum ilk günden, hatırlayamadım halâ,
Yoksaaa, yoksa göz rengin Kahverengi? Gri? Mavi?
Sahiden unutmuşum! N’eydi ya? Sen söyle sahi. :)
..
su sarı,sarnıcında ellerimin saçlarımda damla
kirpiklerimde birikirsin başkalaşır yeryüzü
kent toprak gök bulut yağmur gri ellerini uzatmış
koşan bir çocuk sana ölüm su ister sanki kaçınılmazlığına
heyecanlarını sakla yastığının altında seviş geceyle makul
..
saplantılı kuşaklar oldum dağıldım yaşamına
sen gidince bedenim koyu gri acı desenli
matbuatımdır adın lugatimde sözlerin
ağlayışım yağmurlu istanbul sabahları
be anam sen romanlardan kısa alıntı evrenimde
bense ilk harfi seni sevmenin sonlanmamış
..
geçmiş akşamlar gri mi desem lacivert mi
bir dansözün zilleri rakseder gibi yıldızlarda
kabataslaktır ölüm yoksa peyzajı ömür mü
sen zor tesadüflerde tiran kolay kaçışlarda
serseri bulutlara oturmuş ben gündönümü
..
Hüzün rüzgarlarıyla karşı karşıya kalmayı, bir çoğumuz istemesek de, sonbaharda yere düşen sararmış yapraklarla, ince, ince yağan yağmur, sessizleşen kirli bomboş sokaklar, gri bulutlarla dalga, dalga yayılan yüzlerce hüzün dolu günler girecek hayatımıza ve istemeden de olsa, keşkeler de zaman, zaman içimizde yer bulacak.
Hep hatalar zinciri olacak değil ya, bazen tatlı bir anı da uyanacak hafızamızda,önce küçücük bir gülümseme yayılacak dudaklarımıza ve yüreğimizden minicik bir kuş kanatlanarak, bizleri yılların ötesine götürüp sessizce ve sevgiyle,yavaşça bırakacak…
Her ne kadar istemiyor görünsek de, güzeldir düşen yaprakların üzerinden ses çıkarıp yürümek ve yağmurun altında sevdiğimizle el-ele bir yerlerde dolaşıp, rahatça nefes almak. Hırçınlaşan denizin kabaran dalgalarını seyretmek ve bu uzun gecelerde,eski günlerde olduğu gibi,dostlarla sohbet edip, güzel saatler geçirmek, yaşamayı doyasıya, doyasıya hissetmek..
Bırakın da bizi sıkı, sıkıya kucaklasın sonbahar, zarar yok, sonuna kadar hissedelim hüzün bulutlarıyla yüklü serin rüzgarlarını, İlkbaharı nasıl seviyor ve arzuluyorsak, sonbaharı da aynı nispette sevmeliyiz ve bilmeliyiz ki, her mevsimin ayrı bir güzelliği ve her mevsimin de,ayrı bir özelliği vardır…
..
Gri yürekli sarhoş kentte
Parçalanır ağlayınca sokakların izi
Tuzu döver denizin dalgaları
Boşluklar kuru bir ot yığını bırakır
Işığı alınır hayatın
Ölü bir kenttir bekçisiyse taşlar
Sessizdir gözü
..