Pencerenin camında beliren ilk ince hilal
Oysa biliriz ki o, nice dolunaylar görmüş bir şahit
Gri duvarların ötesinde yeşeren bir aşkın ilk hayali
Belki de o gri binanın bir köşesinde fısıldanmıştı ilk sevgi sözcükleri
Belki de sarılmıştı titrek kalpli eller birbirine
Yükselir yavaşça, betonun soğukluğunda bir sıcaklık
Dolgunlaşan ışığı, o odanın loşluğunda bir sevda düşü
Oysa o dolgunluk, biraz sonra incelecek bir sırrı taşır
Tıpkı o binanın duvarlarında yankılanan, sonra sessizleşen bir öpücük gibi
On dört gece sonra, çatıların üstünde parlak bir yüz belirir
Gri binaların arasında ışıltılı bir sevda vaadi sunar
Ama o anın sıcaklığı, Ay'ın parlaklığı gibi kalpte taze
Sonra yavaş yavaş kaybolur, bir ayrılık hüznü bırakır
Gri gölgelerin arasında solan bir sevda çiçeği gibi
Oysa o kayboluş, yeniden doğuşun da müjdecisidir aslında
Belki de o gri binanın başka bir köşesinde yeniden alevlenecek bir aşk
Küçülür, kaybolur, beton labirentin karanlığına karışır
Ama biliriz ki aşk da Ay gibi aslında hep oradadır
O gri duvarların arasında yeşeren bir inanç
Ebedi bir döngünün, sevdanın ve hatıraların işareti
Ey pencere önünden izlenen solgun ışık,
Aslında hep aynı olmasan da, her halin bir anlam taşır kalbim için
Şehrin kalbinde süregelen bu sessiz döngüde düşün hadi
Seviştiğin bina gri miydi, hatıraların rengi mi soluk şimdi?
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 20:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!