Gri Şiiri - Özgür Demirel

Özgür Demirel
2

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gri

Adı konmaz, sonu gelmez dakikalara sığdı ömrüm,
Hastane kokulu, sirk tadında, en sevimsiz akorların soluğunda, aksak ritimlerle yoğurdu beni kader dedikleri,
Bir vahanın çadırındaki kanun nağmelerinde buldum kanımı,
Beynimi kusup kendi ellerimle boyadım bu tuali,
Benim hayatım gri…

Tavuklardan korkup eve dönerek okula başladığımı söylerler okula,
Çocukluğumun koca kafalı Osman’ı, turuncu kafalı İbo’su vardı…
Bozulacak parçası olmayan üç tekerlekli bisikletlerimizi tamir eder, TRT Gap’ı kanaldan sayardık biz…
Biyolojik olarak masumluktan salak…
Kaç paralık adamsın demezler mi adama, yaşın kaç başın kaç? ..
Bi çeyrek; soğansız, yeşilliksiz, turşu koyma usta…

Ölüme dair kurcaladıklarım da bu yazdığım satırlara benzeyen zırvalarda adam oldu benim…
Nerden bilirdim o ruhsuz döküntüleri padişah fermanına döndüreceğimi? ..
Allah yazdırmış denecek kadar metafizik,
Kaderinde yazmış denecek kadar öz fizik…

Bomboş, bembeyaz, içe bükük bir kağıda dünyanın en kötü resmini çizdim ben…
Yüzbin nefesin ortasında, anasının babasının kucağında, battaniyesiyle yapayalnız, uyunmamak üzere gönderilmiş uykular ve olabildiğince Pazar gecelerle çarpıştım, ortanın kenarında…

Dedim ya dünyanın en kötü resmiydi diye…
O resime öyle bir vernik attım, öyle bir çerçeve yaptım ki tıp literatürünün en acayip başlıklarının altına bir çentik oldum…
Her sabah aynaların yansıtma fonksiyonundan habersiz ne kadar küfür edebilirsiniz?
Kaç gün güneşe, başınıza her an düşecek bir muamelesi yapabilirsiniz?
Kaç geceyi en beğendiğiniz yüze uzun uzun, soluksuz bakamamanın ezikliğiyle sabaha buluşturabilirsiniz? ..
Her çiftçi sever ekinini, ben de sever gibi yapıyorum,
Benim hayatım gri…

Anofel dolu, nehrinden çamur akan, okaliptüs kokulu bir yağmur ormanının narsist tarzanıyım ben…
Narcissus gibi nehrimdeki çamurdan akseden suratıma aşık oldum ben…
Toz pembe karayollarının sonundaki Japon prenseslerini sevdim…
Onlar için topraksız bir saksıda aşk yeşertip kendime sakladım çiçeklerini…
Beraber koklamaktan sebepsizce çekindim hep…
Gözlerimi verin bana geri, söz, paylaşacağım çiçeklerimi…
Sen böyle de mutlusun oğlum,
Senin hayatın gri…

Lacivert bir gecenin üstüne ışıyan ay parçasına tutuldum ben…
Yük arabamı köprünün ortasında bırakıp seyre daldım atmosferi…
Bu kadar oksijeni hiçbir arada teneffüs etmedim ben…
Hakkım değil belki,
Atın beni teneffüse teşebbüsten içeri…
Mantıklı, absürd şizofren…
Dokunmayın ona,
Onun hayatı gri…

Renk sayılmayanları karıştırıp renk edindim kendime ben…
Oruç ağızla edilen küfrü kesen alarm tarzında tövbeler kadar keskin,
Büyük bir kalabalığı seyre daldığın kadar sakin,
Fahişelerle sevişip de kızkardeşinin namusu uğruna öldürecek dengesiz,
Bir minibüsün en ön koltuğuna oturup sürekli para uzatacak kadar bıkkın,
Sebepsiz kelimesi kadar sebepsiz,
Tanrının onu unuttuğunu sanacak kadar umarsız,
Kendi eliyle milyonlarca çocuğuna kıyacak kadar zevk sahibi,
Montumu uzatırmısın bana, hah, şu sağdaki,
Söylemiştim, benim hayatım gri…

Özgür Demirel
Kayıt Tarihi : 4.11.2003 21:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Özgür Demirel