Ben bir gün
bir gölgede kalırsam,
güneş sizi seçsin diye dua ettim
her doğan sabahı,
iki ayrı yüzünüzde tek bir ışık gibi görerek.
Rüzgâr,
sen büyüyen bir şiir gibi geçtin odalardan,
gözlerinle düşünmeyi öğrendim.
Serin,
sen bir çiçek gibi susup içime aktın,
sustuğunda bile duydum seni.
Ben bazen sadece sizi izlerken
balkonda
sessizce oyun kurarken
ya da biriniz düşerken diğeriniz tutarken
boğazıma düğümlenen şeyi tarif edemedim,
gözlerim doldu
çünkü bu dünya, sizin gibi iki kalbe fazla acımasızdı
ve ben size yetebilecek kadar yumuşak olamadım.
Ama siz…
birbirinize yetin.
Kardeşlik,
aynı acının ikiye bölünmesidir bazen.
Kimi günler annemizi güldürecek sözler,
sadece sizde kalır.
O yüzden,
biriniz düştüğünde
diğeriniz kalksın diye değil,
el uzatsın diye yetişin zamana.
Ben,
hayatım boyunca sizi bir ağacın iki dalı gibi sevdim:
farklı yönlere baksanız da
aynı kökten besleniyorsunuz.
Biriniz rüzgâr olurken
diğeriniz serinlik oldu bana.
Birinizin gözlerinde
diğerinizin yokluğunu gördüğümde,
bir dua eksildi içimden.
Eğer bir gün
olmazsam
ki zaman dediğiniz şey,
bir sabah babanızı sessizleştirirse
ve siz
kahve kokan tişörtlerimle hatırlarsanız beni
şunu unutmayın:
Sizi çok sevdim.
Bu dünyada,
kelimelerle anlatamayacağım tek şeysiniz.
Ve anneniz…
güçlü görünse de,
sizin sevginize yaslanarak yürüyor.
Yorgunluğunun bile size hissettirmediği
binbir gece var ardında.
Ona destek olun.
Gülüşünüzde babanızın sesi,
sarılışınızda annenizin duası olsun.
Hayat,
bazen eksilerek büyütür insanı.
Ama siz
birbirinizi tamlayarak kalın.
Serin,
Rüzgâr’ı anlamadan geçme hayattan.
Rüzgâr,
Serin’in suskunluğunu da duy.
Ve unutmayın:
Ben,
hep sizi izliyor olacağım
bir bulutun arkasından,
bir eski defterin arasından,
bir annenin iç çekerken yutkunmasından...
Gözlerinizde birbirinizi bulun.
Çünkü benim en büyük eserim,
sizsiniz.
Ve hayat,
sorularla dolu bir sokaktır çocuklar.
Kimi zaman dar,
kimi zaman taşlı...
Ama birinizin ayakkabısı yırtıldığında,
diğerinizin çorabı da ıslanır
bunu unutmayın.
Serin,
bir gün büyüyüp bir kadın olduğunda
bir aynaya bakarken,
sadece kendini değil
Rüzgâr’ın sana bıraktığı çocukluğu da gör.
O çocuksu güveni kaybetme.
Dünyanın seni yontmasına izin verme.
Sertleşmeden güçlü ol.
Çiçek kal.
Ama köklerini hiç kimse sökmesin.
Rüzgâr,
bir adam olmak;
omuz büyüklüğüyle değil,
kalp taşıma sabrıyla ölçülür.
Önce Serin’in gözlerine iyi bak,
çünkü senin ilk sınavın kardeşine bakmakla başlar.
Bir gün biri sana “kimsin?” derse,
“Serin’in abisiyim” diyeceğin günleri hatırla.
Kardeşlik, bir kimliktir bazen,
babanın bıraktığı boşluğu birlikte taşırsınız.
Birbirinize yük olmayın
ama birbirinizin yükünü alın.
Ben yaşarken
her şeyin en güzelini veremedim belki size.
Ama en saf halimle
gözlerinizin içine baktım.
Bir babanın duası nasıl olur bilmiyorum,
ama siz güldüğünüzde
kendimi cennete en yakın yerde sanıyordum.
O yüzden,
birinizin kalbi kırılırsa
diğerinizin içi sızlasın.
Birlikte büyüdüğünüz evin duvarları
size dar geldiğinde,
birlikte genişletin hayatı.
Ev, sadece tuğla değildir;
birbirinize anlattığınız sırlar kadar yaşanır.
Benim sesim bazen rüzgârda çınlar,
bazen mutfakta annemizin sessizliğinde.
Ve çocuklarım,
unutmayın
birini sevmenin en güzel hali,
onu hayatta yokken de korumaktır.
Serin,
bazen annene sarıldığında
sadece onu değil
beni de sarıyorsun farkında olmadan.
O yüzden ne zaman sevgi verirsen
üç kişilik ver:
kendin için,
Rüzgâr için,
ve adını artık duymadığınız babanız için.
Rüzgâr,
serinlik olmadan
rüzgârın anlamı yoktur.
Bu yüzden kardeşini,
omzunun değil
yüreğinin yanına koy.
Benim size vereceğim son öğüt:
Birlikte kalın.
Birlikte yürüyün.
Birlikte susun.
Birlikte gülün.
Ve ne olursa olsun
birbirinizi kaybetmeyin bu kalabalık dünyada.
Hayat boyu,
birbirinizin hikâyesini tamamlayan
iki cümle olun:
biri susarsa,
diğeri devam etsin anlatmaya.
Çünkü ben
bana “baba” diyen iki insanla
dünyanın en zengin kalbi oldum.
Ve şimdi
siz birbirinize
benim bıraktığım en değerli emanetsiniz.
Gözlerinizde birbirinizi bulun
ve her baktığınızda
beni de görün,
çünkü ben
hep orada kalacağım.
Rüzgâr’ım,
Benim ilk çocuğum,
adını rüzgâr koydum çünkü hiçbir çit seni tutmasın istedim.
Hayatın sana dar geldiği anlarda
sınırları yıkacak kadar özgür,
ama sevdiklerine zarar vermeyecek kadar zarif ol.
Senin gözlerinde önce korkuyu sonra cesareti gördüm.
Bir ağacın kökleri gibi
yere bastın;
ama içinden hep bir gökyüzü geçti.
Küçükken sorduğun soruların cevabıydım bazen,
ama artık biliyorum,
büyüdüğünde bazı sorular cevapsız kalacak
orada da kalbini kullan, oğlum.
Baban gibi çok düşün
ama daha az sus.
Küçük şeyleri önemse.
Bir çiçeğin açması
bir karıncanın yön değiştirmesi
bir annenin sessizliğe gömülmesi
bunların hepsi bir evrendir.
Ve sen evreni taşıyorsun içinde,
bunu fark etmen zaman alacak.
Olsun.
Büyümek bazen geç anlamaktır zaten.
Ve her zaman
Serin'e sahip çık.
Korumak erkekliğin göstergesi değildir sadece
sevmenin sorumluluğudur.
O senin sadece kardeşin değil,
hayat arkadaşın olacak bir gün.
Sözsüz dillerin ortağı,
geçmişin şahidi,
ve gelecekte tutunacağın köprü.
Sana,
güçlü ol diyemem her zaman.
Ama dürüst ol,
vicdanlı ol,
ve kalbini saklama.
Çünkü sen,
babanın gözyaşlarını gizlediği gururundun.
Ve hep öyle kalacaksın.
Serin’im,
Benim son nehir kıvrımım,
sana baktığımda içime serinlik iniyor diye verdim adını.
Senin gözlerin sessizdi;
ama içinden bir yıldız geçiyordu fark ettirmeden.
Bir kadının nasıl sevileceğini
sana bakarken öğrendim ben.
Sen küçükken,
dünyaya hep kenarından baktın.
Köşelere yaslandın,
oyuncağını paylaşırken bile
“acaba fazla mı veriyorum?” diye düşünürdün.
Ve bu,
senin zarafetindi.
İçini gizleyerek değil,
incitmeden yaşamanın adını koymuştun.
Bir gün,
birisi seni anlamadığında
üzülme.
Senin kalbinin dili,
bazılarının ruhuna ağır gelir.
Sen çiçek gibi kal,
ama köklerini sadece toprağa değil,
kendi iç gücüne de sal.
Rüzgâr’a güven.
Bazen ona kızacaksın,
bazen yanlışlarını göreceksin.
Ama o senin geçmişinden kalan
en büyük izdir.
Ve bir iz,
ancak sevgiyle silinmez.
Anneni unutma.
O, hem bana hem size bir yeryüzü oldu.
Ona sarıldığında,
benim de eksikliğimi sarıyorsun.
O seni doğurdu
ama ben seni izleyerek büyüdüm.
Senin her susuşunda
bir dua,
her gülüşünde
bir mucize gördüm.
Ve bir gün
sen de seversen
baban gibi derin,
ama daha cesur sev.
Çünkü senin kalbin
bana bile fazla geliyordu bazen.
Ve son olarak:
Sizi göremediğim bir geleceğe
iki kelime bırakıyorum:
Birlikte kalın.
Birlikte büyüyün.
Birlikte ağlayın.
Birlikte gülün.
Birlikte susun.
Birbirinize iyi bakın
çünkü ben yokken
siz,
benim kalan yarımsınız birbirinizde.
Sevgiyle,
Babanız.
Kayıt Tarihi : 9.7.2025 08:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!