Bakışın Altındaki Kıyamet”
Bakan, bakıp geçer;
ama gören için,
kalbinin tam sinesinde kopan sessiz bir kıyamettir o.
Çünkü bazı bakışlar,
susarak anlatır bin sözün yükünü;
ve o yük, göğsünde ağırlaşır da ağırlaşır.
Senin gözlerinde kaybolmak,
yalnızca bir seyran değildir.
Bu, karlarla örtülü bir dağ yolunda
izlerini bilerek silmek gibidir
ki ardına düşen kimse bulamasın.
Adımlarını, beyaz örtü yutar;
sen bile bilmezsin geriye nasıl dönülür.
Ve ben, artık bilirim:
Bu kayboluş, bir ceza değil;
bu, kendi rızamla giydiğim bir gurbet hırkasıdır.
Zira bazı iklimler vardır ki,
oraya bir kez giren,
ne tam döner, ne tam kalır.
İşte o iklimsin sen.
Bir yanım, senden kaçmayı diler;
diğer yanım, orada kök salmak ister.
Lakin bil ki
benim gibi yorgun bir gönül,
kaçsa da nihayetinde geri döner
yandığı o ocağa.
Bu bir isyandır evet;
ama senden değil,
seninle birlikte bende ölen o eski ben’den.
Çünkü her bakışında,
bir vakitler olduğum hâlin cenazesine katılırım.
Ve artık kabul ederim:
Ben, bu kar altında kaybolmuş yolcunun ta kendisiyim.
Ayak izlerim silinmiş, yönlerim şaşmış;
lakin içimde hâlâ yürüyen bir inat var.
Belki bu inat, seni bulmak içindir;
belki de kendimi nihayet kaybetmek için…
Kayıt Tarihi : 20.8.2025 04:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!