Bin ceylanın izi var gözlerinin renginde,
Şaşırdı avcı gönlüm hangisi süreyim.
Adının geçmediği vuslatın ahenginde;
Ne sevgiyi göreyim, ne aşka görüneyim,
Ellerinle dirilt ki gözlerinde öleyim.
Dolaşma gülşenimde ne olur saba ile,
Kirpiğine çiğ düşse şiirimde gam olur.
Selamın gelir bana bin türlü bela ile,
Nereye kaçsa gönlüm gözlerine ram olur,
Sensiz her gece bana bir hazin makam olur.
Ne amansız bir dertti gözlerini özlemek;
Zincir zincir bin sene Yusuf ile ördüğüm.
Aşkı için ölürken Züleyha’ya git demek;
İmkânsızın resmiydi gözlerinde gördüğüm,
Vuslat bana yabancı ben hicranla kördüğüm.
Bir çoban ateşiydi gözlerinle yaktığın,
Işığına koştuysam pervaneden say beni.
Kerem gibi yandırıp kül diye bıraktığın
“Ah’ıyla” alevlenen divaneden say beni;
Baykuşların küstüğü viraneden say beni.
Tesadüfün eliyse vuslatı çizen ressam,
Bırak yansın tuvaller, kırılsın kalemlerim.
Fırçamın efkârında kılıçtan keskin bir gam;
O gam ile hareli inan göz bebeklerim,
Melalime bürünür gözlerini beklerim.
Ab-ı hayat mı gizli gözlerinin renginde,
Son İskender gibi ben yollarına düşmüşüm.
Hızır ile İlyas’ın sonsuzluk seferinde,
Yalvarırım bir bak ki hayra yorulsun düşüm,
Ellerinle dirilt ki gözlerinde ölmüşüm.
Kayıt Tarihi : 19.2.2013 15:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Haram nazarlardan da uzak durmak iktiza eder! Zira na-mahreme nazar kitap ve sünnetle yasaklanmış bir fiildir!
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (1)