Gözlerin,
Yalnızlığa müebbet yiyen ömrümün beratı...
Bir gece vakti, hüznün içinden
İniveren yıldız gibi dokundun karanlığıma.
Ben ki zamana küskün bir mahkûmdum,
Gecelerden örülmüş duvarlarımda
Sayıklardım eski düşlerin yankısını.
Ne bir ses gelirdi dışarıdan,
Ne içimdeki çığlık duyulurdu içeriden.
Ama sen…
Sen, sustuğum her kelimenin yerine
Bir bakış bıraktın yüreğime.
Ve her bakışınla,
Zincirlerimden bir halka düştü toprağa.
Sanki yeryüzü ilk kez döndü sevgiye,
Ve ben,
Senin gözlerinde doğdum yeniden.
Bir çift gözde saklıydı tüm dualarım,
Ne zaman sana baksam,
Kalbim secdeye kapanırdı habersiz.
Ömrüm ki, küskündü her takvime,
Şimdi günler bile seni arıyor
Bir yaprağın kıvrımında,
Bir saatin kıyametinde.
Seninle konuşurken…
Bir bebek gibi toplanıp çıkmaz oldu cümlelerim.
Çünkü kelimeler, gözlerinin kıyısında
Susmayı öğrendi.
Çünkü dilim değil,
Artık kalbim konuşur sana her seferinde.
Ve anladım ki,
Her ömür biraz cezadır aslında;
Kimi zamana,
Kimi hatıraya,
Kimi de kendine mahkûmdur sessizce.
Ama sen…
Sen, o cezayı aşkla temize çeken
Son hüküm,
Son merhamet oldun bana.
Artık ne zaman suskunluğumla konuşsam,
İçimde senin sesinle yankılanıyor hayat.
Ve ben diyorum ki kendime:
Ne güzel şeymiş,
Bir çift gözde sonsuzluğa varmak…
Kayıt Tarihi : 31.5.2025 18:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!