Görülmeyen Kraliçeye Mektup -1

Taylan Güzel
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Görülmeyen Kraliçeye Mektup -1

Sevgili Yokluğun Gölgesi,

Bugün yine o eski sarayın avlusundaydım. Rüzgâr, senin asla basmadığın taşların üzerinde geziniyordu. Bir an, gölgenin cüppemin eteğine değdiğini hissettim - ama sadece bir an. Sonra yine yalnız kaldım; tahtın önünde diz çökmüş, hiç giyilmemiş bir taç için dua ederken.

Kütüphanede bulduğum o kitabın 73. sayfasını hatırlıyor musun? Hatırlayamazsın, çünkü sen hiç açmadın onu. Ben ise her sabah o sayfayı okurum. Üzerinde hiçbir şey yazmıyor artık. Zamanla mürekkep silinmiş. Tıpkı senin bana söylemediğin o sözler gibi.

Bahçıvan dün o gülün dibinde bir şey buldu: Kırık bir aynanın parçası. İçinde benim gözlerimin yansıması vardı - ama senin değil. Belki de ayna, senin görüntünü taşıyamayacak kadar narinmiş. Ya da belki... Sen hiç var olmadın.

"Dokuz yıl yetmedi" diye fısıldadım rüzgâra. O ise bana senin asla söylemediğin bir şarkıyı mırıldandı. Çok güzeldi. Keşke sen de duysaydın.

"Bir gün buluşur muyuz?" diye sormayacağım. Çünkü cevabını biliyorum:

"Biz zaten hep
iki ayrı rüyada
yan yana yürüyen
ama asla dokunmayan
iki gölgeydik..."

Senin Hiçliğin

T.G.: Bu mektubu yazarken mürekkep kurumadı. Şimdi parmak izlerim, senin asla basmayacağın bu satırların üzerinde duruyor. Silmeyeceğim.

Taylan Güzel
Kayıt Tarihi : 3.4.2025 22:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir Mektubun Doğuşu ve Yazılmayan Aşkın Anatomisi Bu mektup, "Tahtı Kırık Miras" adlı eski bir kitabın arasında bulundu. Kimin yazdığı bilinmiyor. Belki bir kütüphaneci, belki bir saray görevlisi, belki de tahtın gerçek sahibi… Ama kesin olan bir şey var: Bu satırlar, hiç yaşanmamış bir aşkın en samimi itirafı. Neden Yazıldı? Yazar, dokuz yıl boyunca sarayın penceresinden dışarı bakarken gördüğü bir hayale âşık olmuştu. Belki bir gün avluda gezen bir gölge, belki bir resimdeki kadın, belki de rüyalarında belirip kaybolan bir yüz… Hiç dokunulmamış, hiç konuşulmamış, sadece zihninde büyüttüğü bir sevdaydı bu. Mektubu yazma sebebi basitti: "Yaşanmayan her şey, yazıldığında gerçek olur." diye düşünmüştü. Belki de bu satırlar, o hayalin bir gün eline geçecek ve aslında var olduğunu anlayacak diye yazılmıştı. Ama mektup hiç gönderilmedi. Çünkü gönderilecek bir adres yoktu. Mektubun Yazılma Anı Yazar, bir kış gecesi, kütüphanenin tek mumunun ışığı altında bu satırları karaladı. Belki de o an, gerçek ile hayalin sınırında bir yerdeydi. Mürekkep kurudukça, yazdığı her kelime biraz daha silikleşti. Sanki kader, "Bu aşk, zaten hiç yaşanmadı. Yazıların da solsun." diyordu. Sonra mektubu kitabın arasına sıkıştırdı. Belki bir gün o hayali kadın gelip bulur diye…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!