Şarkılar bile yürek ezerken,
Aşık maşukla el ele gezerken,
Dudakları dualı analar yol gözlerken,
Gurbetin çocukları nasıl gülsün.
Tebessüm nedir sorsam sana,
Arşa kadar gideriz,
Bu yol hak yolu deriz,
Hizmet ederiz.
Varırız dünyanın ötesine,
Derdin dermanı derttir diyorlar,
Dermansız derde dermanı nerde bulam.
Dağlar bir değil ki delem,
Ben nasıl Ferhat olam.
Halk içinde Hakla olmalı diyorlar,
Sen de sensin
Hem gelen hem gidensin
Bazen de gittiği halde kalansın
Ruhun başka alemlerin meleğim
Sen bu tende yalansın
Beni bırak biraz
Çıkarıp atmalı kollardan saati;
İlmik ilmik işlemeli hayat sayfasına,
Saat saat ömür denen vakti.
Ruhum bir boya duygularım fırça;
Alsam zaman karesini elime,
Ve çizsem hayatı dakika dakika
Karşıda yeşil bir manzara,
Kulaklarda ezan sesi.
Baktım gezen insanlara,
Sevda sarmış herkesi.
Yeşillik içinde şirin evler,
Üryan geldik dünyaya,
Üryan olarak gideceğiz.
Koskoca alemi,
Gönül penceresinden seyredeceğiz.
Bir damla göz yaşıyla,
Bir lahza mutluluk için,
Daldım dert dolu sokağa.
Dudaklar hasret mutluluğa.
Bir lahza huzur için,
Yürüdüm kabuslar diyarına.
İsmin koyarken bile,
Yoktu kalbimde bir serzeniş.
Leblerin arasından sızarken dahi,
Yüreklerde yoktu serzeniş.
Duygular körelip hislerim sönmüş,
İlkbaharı beklerken gönül bahçemde,
Bir kitap vermiş Mevla'm
Dilinden hiç mi anlamazsın!
Yemyeşil kiraz önce çamurken,
Allah aşkına daldayken nasıl kızarsın.
İnciri Mevla’m çekirdeğinde dercetmiş.
Karpuzun dışı yeşilken içi nasıl kızarsın!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!