Gündüzün yorgunluğuyla gelen gece,
Çözüm bekleyen bir bilmece...
Ortadan çekilen günün elekçileri,
Sahneye gelen onun mirasçıları:
Ya dinginler,
Ya güçsüzler,
Hani bekliyorum ya
Sen geleceksin!
Denize doymamış balığın hasretini,
Deryalarla gidereceksin...
Hani sen geleceksin ya
Gökyüzünden süzülür de kuzgun gibi,
Beni deli eder zeytin tanesi gözlerin.
Oradan kalbimi çalıp uçurur,
Ne hırsızdır zeytin tanesi gözlerin!
Eller başka nakşeder gözler başka,
Sahip çıkmalıydım kendime
beden benimdi
uzuv benim
ne cihetle gelmiştim ki dünyaya
önce tabiatı dinledim
zerre zerre olmuş kıyamet çığlıklarını
Üniversiteliyim
Umut doluyum, hayat doluyum...
Somut arzularla bağlandım ki hayata
Ben bir insanoğluyum!
“Pamukludur” dersem urbam,
Uyusak uyansak,
Çeyrek asır ötede bulsak resmimizi...
Her şey ne kadar sade, ne kadar bakir...
Bizler ne kadar aç, ne kadar yetim...
Tutkum sevdandır,
Ekmeğim, tuzum…
Güleç yüzlüm,
Göz nurum!
Toz bulutlardan sıyrılır da,
Seninle doğar yeni bir güne,
Koca çınarda halka olsan,
Tükenmez bildiğin o uçsuz bucaksız evren...
Var git ömür var git!
Bu kaçıncı kastım sana bilemezsin.
Yağmur adam ne beklersin,
Nem toplar gibi bulutlardan?
Güzel bir düş göremezsin,
Umudun yoksa yarınından...
...........
Tilki Selim
Zift içer, katran solur...
Çirkindi yüzü, bozuktu ağzı,
Küfreder durmazdı dili.
Dili dursa eli durmaz,
Sayardı gelmişini geçmişini...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!