Bir yankı saklanıyor taşların kalbinde,
Kaz Dağı’nın sisinden süzülen
beyaz bir kuş kanat çırpıyor,
gökyüzünün çatlağında kayboluyor.
Toprağın hafızası ağırdır;
bin yıllık sırları taşır suyun aynasına.
Her damla,
kendi içinde bir tarih,
her gölge,
ölü bir şairin dizelerinden düşmüş parça.
Akçay’ın rüzgârı saçlarımı savururken
hissediyorum:
insan dediğin,
kendi gölgesine sürgün edilmiş
bir yolcudan başka değil.
Kırık aynalara bakıyorum,
her parça ayrı bir yüz,
ama hiçbirinde bana benzemeyen
bir ben var.
Belki de zamanın ipliğiyle dikilmiş
yaralı bir masalım ben.
Birden gece çöker,
ve yıldızlar sarkar göğün pervazından.
Her yıldız, susmuş bir çocuk kalbi,
her kalp,
henüz söylenmemiş bir şarkının eşiği.
Soruyorum rüzgâra:
“Bunca fırtına,
bunca yıkım,
hangi sır için?”
Rüzgâr susuyor,
ama cevabı gözlerimin buğusunda
gizliyor.
Ve anlıyorum;
bizler,
ölümsüzlüğün kıyısında
kendi izimizi arayan fani yankılardan ibaretiz.
Zamanın içinden geçerken
ellerime bulaşıyor saatlerin külleri.
Her dakika bir mezar taşı,
her saniye,
bir ruhun eksilişi.
Işık,
göğsüme inerken
kendi gölgemi yakıyor.
Belki Tanrı’nın en eski harfi,
belki kaderin sustuğu bir nefes bu.
Karanlık,
kendi dilini öğretmeye çalışıyor bana.
Diyorum ki:
“Ey gece,
benim adımı hangi ayetle yazacaksın?”
Bir ses var uzaktan,
kimseye ait olmayan,
ama herkesin kalbine dokunan.
O ses diyor ki:
“İnsan,
unutulmuş bir duasın yalnızca;
ve dua,
kendi sahibini arayan bir yankıdır.”
Böylece susuyorum,
çünkü biliyorum:
bazen konuşmak,
en büyük ihanettir sırra.
Ve suskunluğumda büyüyor şiir;
göğün çatlağından
beyaz bir ışık sızıyor yeniden,
bir kuşun kanadına değiyor,
ve kainat,
o an bir nefes kadar bana yaklaşıyor...
Hasan Belek
17 Eylül 25
Paris
Kayıt Tarihi : 17.9.2025 14:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Zaman ve insan
Gece ve gün,arayan
"Göğün çatlağında iz arayan"
Biz...
İçli ve derine doğruydu şiir,
Tebrikler Hasan Bey..
Saygılar sunarım
Harika ve anlamlıydı
saygılar sunarım
TÜM YORUMLAR (4)