GİZLİ DOLAP
Herkesin susturduğu bir çığlığı vardır,
Kendinden bile sakındığı bir mezarı.
Benimkisi bir dolabın ardında —
Tozun bile utanarak biriktiği,
Zamanın bile yolunu şaşırdığı bir yer.
Kapısı kilitli, anahtarı kırık...
O anahtar yalnız bende —
Ama ben bile cesaret edemem içeri bakmaya.
İçeride bir cenaze var,
Ama öylece yatan, suskun bir ölü değil.
Soluksuz kalan bir geçmiş değil sadece,
Kendi ellerimle öldürdüğüm bir parçam yatıyor orada.
Adını her andığımda
Boğazımda bir harf kanıyor,
Dilime ateş düşüyor,
Ruhumun karanlıklarına yıldırım düşüyor.
Bu bir suç değil yalnızca,
Bu bir tanıklık;
Kendi kalbimde işlediğim cinayetin tanığıyım ben.
İtirafı, vicdanı deşen bir neşter gibi,
Hatırlanması…
Cehennemi cümle cümle yaşatıyor.
Geceleri başlıyor yas töreni.
Kendi içime kazılmış mezara su taşıyorum,
Ama su bulamıyorum —
RABBIME bile utanarak baktığım gözyaşlarımla
Yıkamaya çalışıyorum seni.
Senin günahını mı, benim suskunluğumu mu temizlemeye çalışıyorum,
Artık ayırt edemiyorum.
Yıkadım seni,
Kefenledim—
Beyaz dedikleri kefen bile
Seninle kurşun gibi ağırlaştı.
Üstünü gözyaşıyla mühürledim,
Ama sen her gece
Başka bir karanlıktan doğuyorsun.
Sen bir hatıra değilsin artık,
Sen bir musallat,
Bedenimde taşıdığım bir gölge,
Yüreğimde yankılanan lanet oldun.
Sana her dokunuşumda
Kendime saplanan bir cam parçası hissediyorum.
Kan benim, suç benim,
Ama azabı senin isminle anıyorum.
Belki de mesele sen değilsin.
Belki de ben…
Defin duasını eksik bıraktım,
Kendi içime gömmeyi beceremedim seni.
Belki de seni değil,
Beni toprağa vermem gerekirdi o gün.
Bu yas değil,
Bu bir varoluş enkazı.
Seninle değil,
Kendimle vedalaşamadığım her gecenin ardından
Bir parçamı daha kaybediyorum.
Ve aynaya her bakışımda
Kırılmış bir suretimde yankılanıyorsun.
Dolapta artık sadece sen yoksun,
Ben de oradayım.
Yarım kalmış cümlelerimle,
Boğazıma dizilmiş pişmanlıklarla.
O dolap, geçmişin mezarı değil artık—
Benliğimin soğuk mahzeni.
Ben seni unutmaya çalışırken,
Sen içimde bir kök oldun.
Kırık dallarımda senin sessizliğin yeşerdi.
Bedenim bir mezar değilmiş,
Bir zindanmış.
Ve ben…
Kendi geçmişime gardiyanlık eden
Bir mahkumum artık.
Geceleri saydım,
Her sabah, omzumda yatan o ölüyle uyandım.
Bir ölüyü taşımak…
Bazen bir kalbi taşımaktan
Çok daha ağırmış.
Şimdi soruyorum kendime:
Hangimiz daha ölü?
Sen mi…
Yoksa seni içimde diri tutarak yaşamaya çalışan ben mi?
Birini mi kaybettim yoksa kendimi mi ?
Yara mi Yar mi ?
Sevdam misin Egom mu ?
Bilemedim Sadece sevdim ve o dolaba kendimi hapsettim
Kayıt Tarihi : 19.5.2025 23:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dolapta sakladiklarimiza
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!