Dokunmaya kıyamadığım ellerinle dokunurdun ruhuma.
Sesin ne kadar güzeldi bir konçerto havasıyla gelirdi kulağıma
Seni durmadan severdim enerjim hiç bitmezdi ya.
Yanımda uyurdun, yanımda olmadan kokunla sadece
Nereden gelirdi bu kokun? Mahvolurdum.
Yastıkta başım neyi düşünürdüm bu kadar filozof gibi.
Kavuşamamanın, ayrılığın neyi düşünülürdü bu kadar?
Bilmem, sen bilir misin?
Ağlayarak silebilir miyim içimdeki seni?
Kaç yağmur gerek?
Bulutların hepsi tükenene kadar yağsa yağmur yine olmaz biliyor musun?
Yine sonrasındaki toprak kokusu hatırlatır seni bana.
Hafızam kötüdür biliyorsun.
Niye hiçbir şey silemez seni o zaman?
Dağı ufalayarak kaç zaman da yok edebilirsin?
Sen kalbimde dağ sıraları olan sen!
Ben ölmeden kalbimden silinebilir misin?
Tutamadım ellerinden gitmene mani olamadım.
Kaderi değiştiremedi hiçbir duam.
Hiç kaderin yüzüne gülen biri olmadım.
Derdine de razıydım dert bile olmadan çekip gitmene değil
Kavgaya da razıydım biliyordum pansuman yapacak sen vardın.
Yokluğunda o kadar yaralıyım ki bir daha ayağa kalkıp dövüşemedim bu hayatla.
Bu hayat iyi bir darbe indirdi.
Sen ise daha iyi bir darbe.
Kalkıp gelemedim sana sende bana.
İkimizde kaybettik gibiyiz.
Gibi gibiyiz. Gibili bir şey ya da değil.
Kayıt Tarihi : 28.9.2025 22:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!