Gelen Giden Kalan Şiiri - Naki Aydoğan

Gelen Giden Kalan

Dün yolda karşılaşmıştık
Ölmüş mü?
Dün akşam hakkın rahmetine kavuşmuş.
Bu öğle cenaze namazına kavuşacağız inşallah.
Çok kalabalık.
Evet, öğle mahşer günü açık.

Öldürmeyen Allah öldürmüyor.
Nedim beş yıldır hasta öldü ölecek ama ölmüyor bir türlü
Görsen o kadar yaşam enerjisi dolu ki
Ölmeden önce
Hasta haliyle mahşer gününe gülümsüyor.
Mübarek adam.

Beklersin gelmez
Beklemezsin peş peşe gelir.
Dünya ya bebek.
Gidecektir gidemez bir türlü.
Kalacak sanırsın bir de bakmışsın aniden gitmiş
Hakkın rahmetine kavuşmuş.
Nedir hikmet.

Azrail’in işi çıkmıştır.
Azizin işi bitmemiştir.
İş bitmez mesai biter.
İşlemezse pas tutar.
Kopma zaman alır.

Ağacı kesilmiş hayvanı ölmüş adam çabuk gider.
Ağacı kurtlanmış hayvanı hasta adam bayağı çeker
Ama zor gider.

Aile bağları.
Aidiyet.
Bir ilik açıp bir düğme iliklenmek
Topluma.
Sen buraya ait değilsin
Çapraz iliklenir toplum.
İçimiz ne ise dışımızda öğle.
Organlar arası bir hücre çapraz iliklenmesin
Çözülüp iliklenemez birey.
Hasta düşer.
Kişi psikolojisi toplum sosyolojisi bozulur.

İnsan yer bitirir gök indirir.
Yerdekini uçurur göktekini indirir.
Sen seni bırakırsan ben beni tutamam.
Canlının canı cihaz çeker
Uzaylı bekler.
Nicelik değişir nitelik dönüşür.

Çakıyla işledim iğneyle deldim bir iple bağladım.
Kuzumun gerdanına boncuk kolye.
O iğne iyileştirdi
O bıçak gelip boğazını niye kesti.
Kurban oldu.

O bıçak tutan kanlı eller.
O kılıç sallayan kollar.
Dur kaçma.
Demir kalıba döküldü.
Demir kuş olup uçtu.
Peşini bırakır mı hiç tetik mekanizma
Bir şarjör mermi boşaltır arkasından.
Vurulduk.
Hep farklı ölürüz.
Korkularımızı yaşatmak adına.

İyileştik.
Hastalığımızı dışa vurduk.
Toplumsal ölürüz.
Yeni bir gezegen ararız bulaştırmak için
Hastalığımızı.

Sen çok yaşa.
Ölmek için gül yeniden doğmak için ağla.
Çok gül çok ağla derken ne çok gül ne çok ağla.
Bağışıklığın bozulur, moralin tutmaz ananen bozulur.
Yer zaman önemli.
Yer yerde zaman anda da yer değişikliği zamandır.
Yer değiştiremezsen yerinde sayarsın dakikaları.
Sen çok yasadan iyi sucuk fikri doğar.

Allah birdir.
Ve her yön Allah’a çıkar.
Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferinin yıl dönümü.
Her şey Çanakkale Zaferine çıkar.
Çıkamayan düşman kalır.
Düşmanda çekilmişti, kalmamıştı.
Yeniden geldiler anlayamadık.
Yine savaştık yine zaferler kazandık.
Düşman anladı biz anladık mı?
Savaşla bir şey kazanılmaz.
Her şey eğitim ve öğretimle kazanılır.
İnkılaplarla gerçekleşir.

Ramazan ayındayız.
Ben hala çocuk hala yarım gün oruç tutuyorum.
Bana gülüyorlar.
Azla yetindiğim için azla kanaat getirip özgür uçtuğum için.
Oysa adam otuz gün oruç tutuyor yetmiyor.
Üç aylara girdiğinde de çıktığında da bilmem ne oruçlar tutuyor.
Ama bir taytlı kadın görmesin kalbi bozuluyor.
Oysa yarım cennet ve yarım cehennem aşıdır.
Dünya sağlığı dünyadır.

Biz onlar gibi olursak
Biz onların kuyruğu oluruz
Öğlede oldu
Böyle olmaz dedi atamız
Neslimiz kendini benimsedi
Onlar beyinlerini savaşla yıkadı
Biz barışla kuruttuk.

Koyunun ağzıyla ot eriz kurdun ağzıyla et yeriz
İnsan ağzıyla konuşuruz.
Misal olarak.

Devlet esir tutar,
Biz haber dinler esirleri takip ederiz.
Birde laf dinleme derler.
Öğle haber dinleriz ki aklımız şaşmaz.
Allah kurtarsın da
Asıl esirler bir vesikalık resimde ünlü tutulmak.
Ölsen kurtulamazsın.
Kimini hayattayken tutmazlar ölünce tutarlar.
Hem de ne tutmak.

Ağzı olan konuşuyor, derler.
Aklı olan haklı konuşur.
Akılsız ne konuşsun haksız konuşur.
Haklı konuşmak mı yoksa haksız konuşmak mı yeğdir.
Yanmasın keten helvam ben konuşayım da soğusun olan biten.
Haksız konuşan dünyaya düz derlerken yuvarlak demiştir.
Akıl etmiştir ama kimse akıl etmemişken iyi halt etmiştir.

Ne haklı ne haksız düşünür
Ama durmaz yazar
Düşüncede nice yol gider nice fikirle döner
Dünya böyle döner.

Dalında kırmızı bir elma, turuncu bir portakal ve sarı bir limon olmuş.
Aramızda ikimizin arasında çocuğumuz doğmuş
Toplayalım yesin.