Sesleniyordu..
...''Hatun aç kapıyı içeri gireceğim. Aç lütfen,
... Yetmedi mi hasretliğin? Seni çok özledim, üşüyorum yeter artık''...
Yaşlıydı; belki ömrünün son günlerini yaşıyordu. Ayakta duymaya mecalsiz, haykırışları can yakıcıydı.
Acımıştım; kızmıştım ayrıca hayat arkadaşına, yükü çok ağırdı yaşlı amcanın. Seviyordu besbelli, seneleri beraber devirmişlerdi. Nedensiz ayrılıklar o devrilen senelere haksızlık değil miydi? Kim bilir kaç gün, kaç ay, kaç yıl aynı sofrada, aynı yastıkta.
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.