Sesleniyordu..
...''Hatun aç kapıyı içeri gireceğim. Aç lütfen,
... Yetmedi mi hasretliğin? Seni çok özledim, üşüyorum yeter artık''...
Yaşlıydı; belki ömrünün son günlerini yaşıyordu. Ayakta duymaya mecalsiz, haykırışları can yakıcıydı.
Acımıştım; kızmıştım ayrıca hayat arkadaşına, yükü çok ağırdı yaşlı amcanın. Seviyordu besbelli, seneleri beraber devirmişlerdi. Nedensiz ayrılıklar o devrilen senelere haksızlık değil miydi? Kim bilir kaç gün, kaç ay, kaç yıl aynı sofrada, aynı yastıkta.
Peki, şimdi, zaman, çökmüş vücutlar yorgun ruhlar. Kızmakta haksız mıydım? Bilemiyorum; sokak ortasında yağmur altında bırakmaya hakkı yoktu O'nu, kimsenin kimseyi terk etmeye hakkı yok, sevgi terk edilmemeli.
Hala kulağımda amcanın sözleri, hala içimi kanatıyor, üzüyor.
... ''Ne olursun bir kere göreyim seni ne olursun. Seni benden almaya kimsenin hakkı yok, beni terk edemezsin hakkın yok. Ne olursun aç kapıyı ben de geleyim''
Nasılda kıyıyorlardı, nasılda bir çırpıda yok ediveriyorlardı ne kadar basitti her şey, ne kadar olağan, hisler bu kadar mı körelir?
Hiçlik denilen bumuydu. Yaşanılanları geride bırakmak, anılarda bile yer vermemek onlara
Bitiyordu işte; ne kadar sene geçerse geçsin unutuluyordu, ayrılıyordu insanlar
Ağlıyordu son kez seslendi etrafı taşla çevrilmiş mezara! Bilmem
ne kızı... ölüm tarihi şu veya bu
Son kez seslendi ''Seni çok özledim al yanına artık'' Kapandı ıslak toprağa, eline geçirdiği çamuru olağanca öfkeyle fırlattı uzaklara…
Bitkindi bu gün de ölmemişti...
Hayrullah KocasakalKayıt Tarihi : 31.8.2007 22:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygıyla
TÜM YORUMLAR (1)