Sen yağmursun,
Ben, sana aç, sana muhtaç
çatlamış bir toprak.
Yine hava karardı.
Gökyüzü öyle bir gürledi ki
Üstümde kuruyan çakır dikenleri titredi.
O ses, aslında senin gelişini haykırıyordu.
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?