Gel İstanbul Güneşe Uzanalım Uzat Elini ...

Muhittin Bulut
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gel İstanbul Güneşe Uzanalım Uzat Elini /Öpelim Hep Beraber Gel, Çocukların Gözlerini

Irmaklar akıyor içerimden,
Çamlıca’dan bakınca sana
Ey benim kentim usul usul dökül bağrıma
Sen ki dünyayı oynatıyorsun parmağının ucunda
Nazlı çehreni gösterip çekiliyorsun aradan ve sonra
Ve sonra biliyorsun çağlar kapanıyor senin adına
Atlar şaha kalkıyor, kırlangıçların ömrü uzuyor
Günlerim uzuyor, zamanlarım gitgide genişliyor
Sokaklarda senin türkülerin yankılanınca.
Yankılanınca İstanbul’um senin adın
Mest oluyor her yanım, çocuklar gülüveriyor ansızın.

Sevimsiz sabahlarım vardı benim
Suskun, somurtkan ve özürlü
Sen yoktun İstanbul’da ama,
Sıcacık somun kokuları yayılıyordu damarlarıma
Kepenklerini hınçla yukarlara kaldırıyordu halkım
Halkım hırsla doluşuyordu vapurlara Üsküdar’da
Sabah sabah koşuşan şehir adamları vardı
Siyah olmayan önlükleri üzerlerine alan çocuklar
Ve kadınlar vardı Ayasofya kadar dalgın ve düşünceli
Ve kadınlar ki saçları taranmamış, henüz uykulu gözleri.
Sende hayat buldu, dirildi sabahlarım,
Ezanlarım dalga dalga minarelerinden aktı
Sevgilime şiirlerim senin akşamlarında kayda alındı
Sende öğrendim yaşamanın yaşamak olduğunu
Güneşli bir sabah
Narin bir bardakta
Çay yudumlarken sahil kenarında.

Geçiyorum Beşiktaş’tan vapurla
Aklımda sevgilime yazdığım şiirin kafiyeleri
Annemin Marmara’ya eş gözyaşları var aklımda
Aklımda Urfa’da bıraktığım kardeşimin iç çekmeleri
Ve kız kardeşlerimin İstanbul merakı
Çocuklar gibi büyüyor ruhumda.
Dalıyor bakışlarım
Anılarım devrik cümleler gibi
Saçlarımız kardeşlerimle benim
Üç numara çocukluğumuzda
Ve beyaz gazoz var şişeyle ağzımızda
Ahh! o yatmalar yok mu evimizin damında
Göğü ve yıldızları alarak üstümüze
Kıkırdamalarımız kaldı bizlere birer hatıra.
Bilmem şimdi hangi köşesinde var İstanbul’un
Nerelerde gizli bana ait birer hatıra.
Daha ben kendi kendimle örtüşecekken
Koparıp getiriyor beni geçmişimden
Benzi soluk bir simitçinin yalvaran sesi
Ve gazete okuyan bir emeklinin ani refleksi

Dalgalar kıyıya çarpıyor öfkeyle
Derken denizinde İstanbul’un
Suya işlenmiş bir yazı ilişiyor gözüme
Ey şehrimin insanı! diyor,
Ömrünün tümünde
Mutluluk esir alsın seni,
Ben de.

Ey dünyamın şehri,
Yurdumun çehresi İstanbul!
Kızım kadar nazlı ve masum
Kavurucu güneşin altında pamuk toplayan
Kadınlar kadar cömert İstanbul!

Tarihin sayfaları senin ruhunla hayat buluyor
Ve sen ki milyonların taşı, toprağı, altınısın
Bırak tarih seni başının üstünde taşısın
Sen de hayat bulur şairler,
Aşklar madem sende kemale erer
Nağmeler sende dirilir
Yıldızlar dökülür birer birer

Gel ey İstanbul sende öleyim
Saçlarım denizinde dalgalansın
Göz yaşlarım Kız kulesinde çağlasın
Beyoğlu kaldırımlarında adımlarım yankılansın
Adalar’da, Kadıköy’de hayallerim karalansın

Ah benim rengi soluk, bakışları buruk
İstanbul gibi kimsesiz çocuklarım
Hayalleri yüklemsiz, çehreleri soğuk su
Kıvamında kardeşlerim
Madem ki hayat sırtını dönmüş
Dünya madem maske takmış yüzüne
Bakın!
Başlarınızı kaldırın, gözlerinizi ayırın kirpiklerinizden
Ve bakın
Ayağa kalkmış ve bağrını açmış bir kardeş bekliyor sizi
Adı İstanbul, soyadı tarihe sığmayacak kadar...

Haydi İstanbul uzat elini
Cümlesi yarım kalan hayallerin sen ol öznesi
Bir yudum çay sun deniz kenarında
Suyla cebelleşen martıların da olsun
Bir de güneş olsun bir tarafı denize düşmüş
Yakamozların denizden fırlasın göğe doğru
Bırakalım Kız Kulesi hep öyle ağlasın
Bırakalım çocuklar Fatih’e, Sinan’a yaslansın
Öyle bir İstanbul bırakalım ki çocuklara
Maviden daha mavi bir dünya
Ve sadece gülümser bir ifade olsun bakışlarında

Bakınca tepeden Eminönü bahçesindeki günahsız kuşlara
Sultanahmet’e, o dar yokuşlara
Ağlamak geliyor içimden varınca kapalı çarşıya
Ya Rab! Dikilmiş sanki minareler denizin ta dibinden
Parmak uzatan çocuklar var sanırsın gizlenmiş yeryüzünden
Varlığını haykırıyor bir şehrin bakınca gökten
Adım yankılansın sadece buhur kokan minarelerinden

Gel ey İstanbul sende öleyim, kapat gözlerimi
Al tut elimden yalnızca sen ayağa kaldır beni

Gel İstanbul güneşe uzanalım uzat elini
Öpelim hep beraber gel, çocukların gözlerini...

Muhittin Bulut
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 16:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muhittin Bulut