Aynı şarkılara dönüp duruyorum. Dua mı, takıntı mı bilmiyorum. Oysa bir başkaldırıydı her şarkı. Gözlerimi kapatıyor, dinliyor ve çiziyorum. Yeni hayallerimi, gerçeklerimi, ve yas'ımı kutluyorum. Donarak baktığım geçmişe eriyor, bitiyor, ısınmaya devam ediyor ve buharlaşıp uçuyorum.
Kalabalıkları izliyor, aralarında kayboluyorum. Ya da kendimi buluyorum. Güçlü yalnızlık ve bitkin aşklardan korkuyorum. Yine de yürüyor, yürüyor ve haykırmaya devam ediyorum. Dokuz sene ocakta bekliyor, onuncu senede kaynıyor ve taşıyorum. Dökülen parçalarıma veda etmeye de, ocağın altını kapatmaya da zaman olmuyor, yine de hayallerimden onlara veda ediyorum.
Bitiriyorum. Kapağını kapatıp şükrediyorum. Bir rüzgar esiyor ve ciğerlerime dolduruyorum. Ve üflüyorum. Sadece bir nefes deyip geçmeden, ona da veda etmeyi öğreniyorum. Bitirdiğim eski bir kitabın kapağını bir daha açıyor, gülüyor, ağlıyor, yazarın kafasının içinde ben de yaşıyorum. Bana yazdığını biliyor, başkasına yazılmış gibi okuyorum. Anlamıyorum. Bitiriyorum.
"Ama" diyen bütün cümlelerin önüne bir duvar da ben örüyorum. "Zirâ" lara kapıyı açıyor, "çünkü" lerin geçmesine izin veriyorum. "Hâlâ" yalan açıklamalara gülüyor, yine de dinliyorum. "Oysa" demeyi bırakıyor, "ya da" diyerek bambaşka dünyalara yüzüyorum. Su soğuk sanıyor, donuyorum. Çözünmeye başlamadan sahile çıkıyor, nefes alıyor, bir sigara yakıyor ve güneşin altında eriyorum.
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta