Kara çarşafa bürünmüş bir kadındır gece. Somut bir duygu yoktur barındırdığı. Gözle görünen bir yalnızlıktır yaşadığı.
Kadının kadın olduğunu ispatlayan pembe bir nüfus, geceyi ise yalnızlıktır. Kapanmışlıktır firari duygulara.
Gece ve kadın, palyaçonun makyajı aslında büründükleri.
İki korkak ruh, bir birinden ayrılmaz iki ruh ikizi.
Yalnız kendilerinde barınır sırları, iki yorgun beden, kendilerinde yaşadıkları yanında dışarıya gösterdikleri kadar yüzleri.
Yıllar önce gecenin ardında bir fotoğraf karesine hapsettim seni.
Düşünüyorum şimdi şimdi…
O günkü duygularım, gecenin sırlarına kavuşturmak mıydı acaba.
Acaba neydi amacım?
Peki, ufuktaki güneş, sabahın habercisi mi sandım o güneşi?
Yılların kararttığı yüzümün aydınlığa kavuşma anı mıydı amaç?
Seni hep merak ettim…
Sormak aklıma gelmedi değil ama kulaktan dolma değil de yaşayarak öğrenmeyi tercih ettim… Acaba şimdi, şu an sende saklananları bilemeden, göremeden mi kaybettim.
Sormalı mıydım acaba.
Bilmiyorum.
Seni sensiz yaşamak ağır gelse de, ben birikmeye inatlaşıyorum. Sevdam gün geçmeye fazlalaşıyor…
Kayıt Tarihi : 3.9.2007 01:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gece ve kadını çok benzer bularak ben de beraber kullanmışımdır o yüzden hoşuma gitti.Tebrikler
TÜM YORUMLAR (3)