Keşke uyanmasaydım dediğim bir rüya. Zeki Demirkubuz filmi gibi, güneşli bir güne elveda. Problem değil, elimde balonlarla bekleyebilirim neyi beklediğimi bilmeden. O sıra düşünebilirim daha kaç yalan var doğrusunu öğreneceğim, doğrusunu öğrendiklerim doğru muydu, yalan neydi ve birtakım diğer sorular kafamı kurcalayan. Böyle kafamın kurcalandığı anlarda kendi kendime diyaloğa giriyorum.
-Hep böyle saçma hallere sokuyorsun kendini.
-Doğru.
-Nesin sen?
-Bilmem.
-Kimsin sen? Topuklusunun sesiyle tüm nefreti üzerine çeken esmer, o diş macunu markasını tavsiye etmeyen diş hekimi, Ramazan ayında sınıfın ortasında döner gömen baş örtülü kız, ya da hiçbiri, belki hepsi?,
-Dostum… Gerçekten bilmiyorum…
Şimdiki hâlimden fayda çıkmayınca gelecekteki hâlimden fırça yerim korkusuyla ergenliğimin sesini duyuyorum:
-Ben ileride senin gibi olmak için mi doğdum?,
-Evet, sırf iki insan birbirine fazla yaklaştılar diye işsizlikle ve pislik insanlarla muhatap olacaksın.,
-Nasıl yani, benim annem ve babam sevişti mi?,
-Yok, sadece aynı diş fırçasını kullandılar. Seni de leylekler s…tı.
Kendimle yüzleşmek sanırım pek bana göre değil. Tüm bunları sigara içen bir maymuna anlatabilir miydim? Sanmam. Gece vakti nereden bulacağım zaten. Sigara da pahalı. Belki tütün? Yok. Belli ki bir süre sadece hüzün.
Behçet KorayKayıt Tarihi : 18.5.2025 22:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!