kapıları kilitledin üstüme
giderken
sessizlikle mühürledin
çıkışı olmayan bu aşk labirentinde
sensizliğe kalbimi
sonsuza kadar mahkum ettin
en büyük yalandın kendime söylediğim
olmayacak dua
amin dediğim
ahh yanıyorum
yürüyorum ateşlere
bile bile lades dediğim
lal olmuş dilim
ateşten gömlek giymişim
tutulmuş ayağım elim
seni sevmişim
lal olmuşum
bana bir masal anlat içinde benim olmadığım
senin olmadığın
aşkı tatmadığım
gökten üç elma düşerdi
hani bütün masallar mutlu (sonla) biterdi...
nedendir bilmem
dudaklarından dökülen içime işleniyor
ruhum dinleniyor
gözlerin derya deniz
yüreğim medcezir oluyor
ben ne zaman unutsam sevmeyi
sana bakıyorum
yusufun düştüğü kuyu misali
gözlerinde kendimi arıyorum
A rtık sığ sularındasın yalnızlığının
Y alpalayarak ulaşamazsın mutluluğa
N e yapsan nafile..
U mutların suya düşen şeker tanesi gibi erimekte
R uyalarındaki kabus ben değilim..içinde sakladığın ihanetin
kapkara bulutlar sarmış gökyüzümü
ışığına hasretim güneşin
unuttum nasıl bir şey olduğunu gülen bir yüzün
paylaşılan bir sevincin
nerede hani
iyi günlerimin iyi dostları
yıllardır özlemini çektiğim uyku gibi
gözlerine bakmak
tek emelim
uyumak ve hiç uyanmamak
gS
önce gözyaşı düşecek toprağa
sonra beden
biri doğmayacak asla
diğeri ölmeden
uyanacağız pembe rüyalardan
merhaba sayın sarı ben sivas cumhuriyet üniversitesi güven tanışıyormuyuz