Akşam,
Görünen simaların bildiği
Bir kez daha devşirilse
kendi ırkının milliyetçisi çingenelerin parti programından korkacak
Kurumsal olmaktan az ötede
yine de bariz ve belli
Merasim düzleminde
Kırık bir ustura
Eski bir lahit
Bir demet yalan
Bir tutam toprak yok
Bir tutam haketmediğim muamelenin kokusu
Baksanıza turuncusuna,
Buklelerine, tırnaklarının tenine
Yaşamın biricikliğini bilmeyi yakıştırdığım kadın
Nasıl da topuklar
Yadigarlara basa basa
Tam yol ada vapurundan
Yalvarsan yakarsan dilesen aman
Beyhude tüm çabalar geçiyor zaman
Giden senden gitti kalan sahipsiz
Ömür bir girdap bir kuyu ki dipsiz
Ağlasan da etsen de feryat figan
Bugün tartıştığım her şeyde
Muhafazakar görünürümün
komik kaygısını gütmektense
İlelebet suskunluğa,
Kızgın yüzükler parmağımı kesmesin diye yüzükoyun yalnızlığa razı olabilseydim
Kahramanlığın türküsünde yahut
Ne kadar kırıcı
Rafa bıraktığı kitapları unutmak
Fikir sancısında,
iman tahtasında,
torakal vertebralarda
ve altı sularında
Poetik olmayan iki adam
Savruk umutlarla
Ellerinde payandaları
Aldırmadan ihtiyar köşesindeki devir daime
Güle oynaya sancısındalar felaketin
Bakışların frenk üzümü tadındayken
Ortadoğuya bu kadar benzemeseydin keşke
Doğmasaydın aşılmaz sürüncemeler diyarında
Kıymet zahmetle tayin edilmeseydi topraklarında
Her şey çok farklı olabilirdi
Kanaat azığıdır şu gariban vaktimin
Sırtımdaki kambur ağırlığı akdimin
Efendiler köleler arasında bir yerde
Hatırlamam ne zaman nerde düştüm bu derde
Anlasam dokunurum erişirim bahtına
Çok iyi bi şair değerini bilin