Ilgın sabahların otüşen kuşları nisbet yapıyor
Tevekküllerini sana arz ediyorlar
Belki bundandır sabırları şevksiz dünyaya
Bundandır yaşamak sıkıntısının esintileri
Yorgunum, biraz da kaçamak hareketler
Zamanın sillesi yumuşakçak vuruyor bedenime
Yağmur damlaları camlara hücum ediyor sicim sicim.
İçi ısınıyor insanın, elde bir çay önünde çalışma kağıtları.
Ağaçlar kâh devriliyor kâh kalkıyor.
Yağmurun arasından bohemliği bölüyor güneş,
aynı gülüşün gibi.
Tambur sesleri iniliyor beyin dünyamda.
Elimde olsa söksemde atsam içimden bu sıkıntıyı.
Bu iç çekişleri neye, nereye bu soluklanışlar.
Allahım tut elimden kayboldum.
Yolla bir kulunu kalamıyorum artık buralarda.
Bu yük taşınmıyor ver elini.
Kaldım kapılarda çığırışlarım duyulmuyor.
Gözlerin deniz, ellerin umman
Kolay değil biliyorum seni ummam
Göklere bakıyorum yıldız sen, güneş sen, ay sen.
Olmaz ya hani şuradan geliversen.
Bir sözüne yakarım dünyaları,
Seni gördümde attım boynumdaki yuları
Geçtiğin yerlerden geçeyim
Elinin değdiği yerlere yüz süreyim
Okşadığın bir baş da ben olayım
Yüzünü güldüren bir ben olaydım
Kısrak atların sarı ışıklar altında cilvelenişi
Akıl almıyor Allah'ın cemalini ve işini
Sende tecelli etmiş rahmetin dünyaya inişi
Kaldırma artık kaşını .....
Kalabalıklar içinde kimsesiz, susuz ve sensiz
Yazmak, kendimi kapadığım küçük ateşten kafesim
Dinlemek, boş bir ormanda yeşilliklerde nefesim
Okumak, bembeyaz odalarda yankılanan sesim
Ellerin ateşten, tutmak bu kadar mı zordu
Siyah şalın omuza düşüşü mahkûm için yoldu
Simsiyah örtüde bembeyaz yüzün
Temizliğini aksettiriyor sözün
Gözler yerde bakışlar kaçak
Allahım nasip et sen yaparsın ancak
Sana muhabbet değil, müdara besliyorum diyorsun
Bilmiyorsun en azından yine de bana gülümsüyorsun
O yeter bana sevdiğim, bakışların çek varlığın kalsın
Bu dünya sadece seni değil beni de yanında alsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!