iri yeşil gözlü
lepiska saçlı bir kızdı
arsız ağızlarda sakızdı
ondaydı en fettan işve en cilveli yalan
eline su dökemezdi kimse bu hususta
hırsızdı
yapma deme bana
âzadeyim buyruklardan yaparım
kul olmadım hayatımda özgürlüğe yalnız taparım
bana emir
kalbe saplanan demir
aynada kendini izliyor nü
hüzünle bugünkü gününü
fakat hayretle farkettim
hafifce güldüğünü
aralık hava ılık gün geceye giriyor
grinin gizeminde geriliyor istanbul
detaylar duman duman dağılıyor eriyor
bu boyutta bir başka beliriyor istanbul
deniz akşam yeliyle çapkın serzenişlerde
arıyorsan aşkı adresim açık
bulunursam bırakılmam bilesin
yolum yokuş yavaş yavaş yürü çık
diktir dikenlidir göğüs geresin
yerim dar kibirler gururlar sığmaz
aşk
acı ve tatlı meyvalardan
bir hevenk gibi
sevgilinin adı
elde tesbih
dilde pelesenk gibi
çay bahçesinde
bir tekir kedi
yanıma sokulup mav dedi
yiyecek verdim yedi
kucağıma zıpladı
incecik bahar dalı çıtırtısıyla kırıldı gururum
içinden inleyerek
duymadın
nasıl duyacaksın ki?
hüzünlü bulutlar geçiyordu gözlerimden yağmayan
kuytu sapa bir yoldu
arkası kapalı kırmızı bir kamyonet
anayola çıkmadan önce yavaşladı durdu
kirli sakallı küçük gözleri çukura kaçmış şoför mırıldanıyordu
şehrin trafiği yavaş akıyordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!