Ne ordu vardı ne bir meydan
Yalnızca kalpler vardı kırılıp duran
Ne bir yara vardı ne bir damla kan
Yalnızca yaşlar vardı gözlerden akan
Ölüm gibi içten çağırıyor gözlerin
Ölüm gibi düşüncesiz
Ölüm gibi sessiz
Ölüm kadar özgür
İşte bu da öylesine bir gece
Uyku yok sadece
Şiirdeki son hece
Adı yok sadece
Güneş de doğdu bitti son gece
Saat altıyı on geçe
Kendini güzel sanan bir çirkinle
Kendini çirkin sanan bir güzel
Karşılaşmışlar bir gün bir rüyada
Uyandıklarında güzel çirkinmiş
Çirkin güzel
Ve bir daha hiç anlayamamışlar
Dünya işi lanet
Gelip gitmekten ibaret
Bir yer yok ki gittiğin
Geri gelmeyesin
Bir yer yok ki geldiğin
Ben de seni bekliyorum
Gecenin gündüzü beklediği gibi
Ve eminim
Gecenin gündüzün geleceğinden
Olduğu kadar
Cebeci’de her Pazar
Kullanılmış eşya pazarı
Pazarda gezerken gördüm
Bir kadın kalbini satar
Fiyatı kaçadır sordum
Dedi her saniye artar
Bir oyun oldu senle
Kişiliğimin arka bahçesinde oynadığımız
Her oyun başka dünya
Her duygu başka oyun
Sözler ağaç ev, susuşlar saklambaç
Ellerimiz toprak, karnımız aç
Yine dilimde benim için yazılmış bir yalnızlık şarkısı
Işıkları daha bir buğulu bu akşam Karşıyaka’nın
Akşam üstü çöken sıcak gibi
Ağır ve katlanılmaz oldu bu kalp çarpıntısı
Ne meçhul şarkıdaki yıldızlar
Ne de duygudurumunu paylaşamayan deli şair
Ne çok geceler
Sokulur yatarsın gecemin koynuna
Hala sana uyanırım
Tozlu sabahlarımda
Ne çok geceler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!