Bir yaprak usulca boynunu eğdi takvimlerden.
Unutulmak zordu,düşmek vardı idamlık sehpadan,
Hoyratça kalemini kıracaktı hakim kader belli,
Ne bir ses ne bir nefes işitiliyordu odalardan
Aynaya baktı bir karış toz kesmişti parlaklığını,
Köşede yorgun ve çaresiz yatıyordu çingene sobası,
Eskimiş yörük abasında ufalanmıştı kemik bir tarak.
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz