Hayatıma giriverdi vefasızın biri.
Bir heves uğruna terk ettim seni.
Düşünmeden kırdım seven kalbini.
Ne olursun affet birtanem beni.
Ümitsiz bir aşkın esiri oldum.
Kendimi içkiye meylere vurdum.
Sarhoş olup kafamı taşlara vurdum.
Affet beni ne olursun sevgilim.
Affetmen çok geç artık sen beni.
Bu dünyada bırakıp gitmişsin beni.
Mezar taşının üstünde bir kalbin resmi.
İçine yazmışsın affetmem seni.
Ferhat ALTUNAY
Bana mı danıştın veda ederken.
Yüzüstü bıraktın çekip giderken.
Yıllar sonra gelip af diliyorsun.
Nasıl affedecek bu gönül seni.
Aradan çok uzun seneler geçti.
Kim bilir ne halde deyip gelmedi.
Ömrümü verirdim eğer sevseydi.
Çok geç kaldı artık affetmek seni.
Ben beni seven bir kadın buldum.
Onunla rengarenk bir dünya kurdum.
Sevgilim ben seni çoktaaan unuttum.
Sen treni kaçırdın affetmem seni.
Ferhat ALTUNAY.
Arkadaş nedir diye sorsalar bana.
Benim için uykusuz kalanlar derim.
Gözlerim buğulanıp ıslandığında.
Mendiliye güz yaşım silenler derim.
Ben mutluyken gözleri mutluluk saçan.
Zor günümde yanımdan hiç ayrılmayan.
Acımı sevincimi her an paylaşan.
Her zaman yanımda bulduğum derim.
Bu genç ömrüm meçhule kayıp giderken.
Sevenlerden ayrılıp veda ederken.
Gözlerimi kapatıp kabre girerken.
Baş ucumda ağlayıp duranlar derim.
Bir dua okuyupta gönderen derim.
Ferhat ALTUNAY.
Deprem oldu yıkıldı, van gölünün etrafı.
Çöktü çürük binalar, yaşandı can Pazar
Hemen geldi ekipler, enkazı kaldırmaya.
Kalkan her yıkıntıda, ne filizler sarardı.
Analar evladın arar, evlatlar anasını.
Her kes kendisi sarar, kanayan yarasını.
Sararan filizlere, dökerler gözyaşları.
Ne acılar çekerek, sürerler yaşamını.
Bu soğukta girecek sıcak yuvası olmaz.
Sırtına geçirecek bir kazağı bulunmaz.
Çok yardımlarda gelse eski huzuru olmaz.
Acıyı çeken bilir, gören duyan anlamaz.
Ferhat ALTUNAY
Sakal bıyık karışmış inmiş yakaya.
Yapmayın dostlar gelemem şakaya.
Kafam kızarsa vururum sigaraya.
Serseri diyorsunuz bana öylemiyimki.
Ayakkabım topuklu, sivri burunlu.
Geldik kara kaplı defterimizin sonuna.
Meğer ne acılar çekmişiz bu sevdanın uğruna.
Canımızı koymuşuz mutluluğun yoluna.
Teşekkürler arkadaş işte gördün halimi.
Gözlerini kapatıpta maziye bir daldınmı.
Çekilen çileleri söyle hiç anladınmı.
Okuyup şiirlerden birkaç ibret aldınmı.
Teşekkürler arkadaş kapat artık defteri.
Yıllar sonra bir gün eline geçerse defter.
Film şeridi gibi gözünde canlanır dertler.
Ferhat gibi can-i gönülden sevenler.
Örnek olsun sizlere okuduğunuz şiirler.
Artık kapat arkadaş dertle dolu defteri.
Sen yaşamasını bil önündeki günleri.
Ayrma Rabbim gönülden sevenleri.
İşte böyle dostum unut artık sen beni.
Ferhat ALTUNAY
Gözlerin yaşlarla dolduğunda.
Silecek bir dostun olmadığında.
Sever sandığının yok olduğunda.
Bak işte o zaman anlarsın beni.
Günlerin birinde düşersin dara.
Dağlarda semalarda, kırlarda sulardasın.
Sesimde nefesimde, gülde kokulardasın.
Perimisin melekmi yoksa bir kelebek mi.
Kurduğum hayallerde tatlı uykulardasın.
Yıllar yılı ben seni belde belde aradım.
Bendeymişsin meğer seni elde aradım.
Güzeller senden almış olmalı güzelliğini.
Ben seni sen sanarak her güzelde aradım.
Ferhat ALTUNAY.
Uyandın mı ey nefis, hiç seherin vaktinde.
El açtın mı semaya, yalvardın mı Rabbine.
Dün geçmişte kaldı, hiç baktın mı kendine.
Hesabın ne olacak, gittiğinde mahşere.
Uyan ey nefsim uyan, yarına çıkarmısın.
Bir tabut geliyor bayrağa sarılı.
Geçiyor önümden ağıtlar yakılı.
Anaların bacıların yüreği yaralı.
Ağlayıp sızlıyorlar evladım diye.
Henüz yirmi yaşında asker olmuştu.
Sevenlerini bırakıp cepheye koşmuştu.
Vatanını mertçe yiğitçe savunmuştu.
Sonunda kör kurşun onuda bulmuştu.
Sevdalıları anaları tutuşur yürekleri.
Şehit döner geri sağ gönderdikleri.
Asker karısı anasıyım diye övündükleri.
Teskere yerine tabutuyla döner geri.
Nasıl yanmasın ana, yar yüreği.
Ferhat ALTUNAY.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!