HÜMA MEVSİMİ
mermilerden bir tesbih
çeker yorgun yüreğin
alınteri karışmış fağfurlarda
atar ecdadın nabzı
bizi böyle derbeder bırakıp gitme Hüma
bizi uçurumlarda
böyle sarkıtılmalık
sen ki zayıf kuşları yutan yırtıcıların
korkulu rüyasıydın
kadim amazonlarda
tiranozorlar gezer antikkayıplığında
bizi böyle fersude
bırakıp bitme Hüma
sen ki cennetin kuşu
kuşların melikesi
berrak kanatlarında ehvenlerin ahseni
boya gökkuşağına
uçuştuğun gökleri
körelmesin rengarenk ıssız umularımız
vaktin ihtiyarında
yetim ve garibanız
vaha içinde sahra içinde vaha içre
kısraklar bünyemizde
koşturur yarım kalmış şanlı tarih timsali
bizi böyle umarsız
bırakıp ötme Hüma
tozu dumana katan yıldırım toynaklarla
kalkan gibi bilekler
kopan tekbir sesleri
vadilerden akın akın çağlayıp da coşan
muvahhid nefesleri
tevhid türküleriyle
dalgalanan depremler
akışan fırtınalar tamudan kanyonlarda
gidişin kıyametim
bizi böyle kabristan
bırakıp gitme Hüma
ÜÇ VAV
içten içe çürüyen hınçlar
karaya vuran deniz kabukları
evini can yoldaşı edinen
yoldaşlarına göre şekillenen
vefalı keşiş yengeçleri kalbin
içim nasıl da kazaziye
üç vav gibi birbirine kenetli
bir gezegen olsaydık seninle
aksaydık kendi yörüngemizde
sevdamızın meyvesiyle
daireler aynalar birbirine
yuvarlaktaki kadim sır
semahların cezbedeki esrarı
vurur rıhtımlar denizlere
dönüşler geçer durur kendinden
tekrar da bir varıştır bilenlere
duruşlar da gidiştir bil
gidişler de duruştur bu dergahta
akışlar da yüzüştür gökte
yüzüşler de akıştır suda
susuşlar da susayıştır çeşmede
susayışlar da susuş çöl gölünde
kenetleniş ne büyük yolculuk
benlerin eriyişi adeta
biz labirentinin karanlığında
bir karanlık ki baştan ayağa nur
aklın şimdi dönen bir topaç
çıldırışların arenasında
şimdi en emin liman vicdanındır
ve sığın dur sığmayana
bir an saati durur şimdilerin
toplanır çemberlerin sofrası
Bilal Yavuz ŞiirleriKayıt Tarihi : 13.10.2020 14:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!