Resul-i Ekrem’in gözünün nuru
Nübüvvet bağında açtı Fatıma…
Mümin kadınların oldu gururu
Gül rayihaları saçtı Fatıma…
Kutlu yarınların düşünü kurdu
Mümin ve muvahhit yaşayıp durdu
Küfrün orduları azdı, kudurdu
Şeytanın şerrinden kaçtı Fatıma…
Hüseyin’e anne, Ali’ye eşti
Resul’un evinde çileyle pişti
Manevî nimetler payına düştü
Ali’nin başında taçtı Fatıma…
Kerbela’da âhlar arşa dayandı
Hasan’la Hüseyin kana boyandı
Zehra’nın kabirde yüreği yandı
Bütün fanilerden geçti Fatıma…
Rahmet havuzundan şerbet içti O…
Mümin hanımlara hak yol açtı O…
Dünya gurbetinden pek genç göçtü O…
Hakk’a kul olmayı seçti Fatıma…
Nazar edip durdu dost cemalini
Ruhuna nakşetti Hakk kemalini
Sürdürdü daima şükür hâlini
Ne ektiyse onu biçti Fatıma…
Bir adı Fatıma, Zehra bir adı
Hakk’a kul olmaktı asıl muradı
Eline verildi Cennet beratı
Ecel şerbetini içti Fatıma…
Secdelerde girdi halden hallere
Pelesenk eyledi Hakk’ı dillere
Döktü gözyaşını kızgın çöllere
Dünya gurbetinden göçtü Fatıma…
Manevî iklimden ruhu beslendi
Kur’an ahlakıyla kalbi süslendi
Hakikat diliyle halka seslendi
Cennet-i Âla’ya uçtu Fatıma…
İlk Yayın: Altınoluk Dergisi/Kasım 2011
M.NİHAT MALKOÇ
Nihat MalkoçKayıt Tarihi : 28.4.2012 11:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!