Ispartaya geldim kokuyo güller
Kimi beyaz giymiş kimisi allar
Göz yaşı içinde geçiyo yıllar
Ağladığım yeter gülmek istiyom
Sevda ülkesinde gezmek istiyom (Gökhani)
Bilseydim hayaller olacak yalan
Çekmezdim gurbeti durmazdım bir an
Toz pembe dünyamdır geride kalan
O günleri düşünür susar ağlarım
Çocukluk yıllarım gurbette geçti
Her tarafı gaflet sarmış
İbrahim nebi yalvarmış
Hacer anamız aramış
Muhammed Rasulullahı
Mekkede dünyaya geldi
Anlardın sen halimi bir baksaydın yüzüme
Yine söyleyemedim sana bir çift kelime
Bulut görseydi beni çok ağlardı halime
Yine söyleyemedim sana bir çift kelime
Dilim susuyor artık gayri gözler konuşsun
Güllerin sultanısın
Dertlerin dermanısın
Başımızın tacısın
Muhammed Rasulullah
Allahın habibisin
Arayıp sorma beni
Derde bağlatma beni
Çektiğim dertler yeter
Nolur ağlatma beni
Her şeyim senin olsun
Rabbim doldurmuş vermiş kullarım yesin diye
Hac,zekat namaz,oruç ibadet etsin diye
Bu cömertliğe karşı nankörlüğümüz niye
Rabbim doldurmuş vermiş kullarım yesin diye
Gelin namaz kılalım
Yüce dağ başında buram buram karım var
Dağılmamış daha nice efkarım var
Dertleşecek ne bir dostum ne de yarim var
Kalmışım ortada bir dağ misali
Ey! kaşları gözleri sürmeli sevgilim
Ey! uzak diyardaki aybalam
Kimsesiz yerlerde açan zambağım
Papatyam,gülüm
Canım,cananım
Güvercinim,minik serçem
İnsanın yalnızlığı zehir gibi acıdır
Biçare bir adamın çektiği bir sancıdır
Bakın yalnız adama hem yolcu hem hancıdır
İnsanın yalnızlığı zehir gibi acıdır
Dört duvar arasında kalmak ölümden beter
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!