Fahrettin Köseoğlu Şiirleri - Şair Fahre ...

İçimi sergileyecek bir vitrinim olmadı hiç.
Bir seyyar satıcı kılığında sevdim hep seni.
Bu yüzden, şehrin tüm caddeleri bilir aşkımı.

Seni, mahalle aralarına bağırdım.
Kirli peştamalım, acılarıma sığınak.

Annem Kadın ve Babam Adamın hikayesi

Köyümüz vardı...
Ot kokusu Gök kokusuna karışır,
Şırıl, şırıl dağlardan, kayalardan,
Buz gibi, buzul gibi Mavi sular akardı

Zannetme gidemem, giderim elbet
Yüreğim yese de senden müebbet
Gözümse gözüne duyan, muhabbet
Gözümü yerinden söker giderim

Geldiğim yolları yıkmışsa seller

“Hep bir kuş kanadında gelip gittin
Bir imkansızlık okudu dudakların
Gözlerimin dilinden…”

Ve gözlerimin İçinde biraz sessizlik var
Biraz, ağlamak yerine uzaklara bakmışlık

İçimde bir hasret var, içimde bir gelgit.
İçimde, söz dinlemez bir hayalsin Kelkit.

İsminle, zaman erir, taş erir, su erir,
Ey, babamı kalbinde saklayan şu şehir

Ne kırarsın lambayı, Işığa kızdın diye
Ne üzersin sevdayı, Aşığa kızdın diye

Renkli boncuk satarsın, âmâların yurdunda
Söze sultan mı oldun, bir şiir yazdın diye

Kardaş yolun sılaya mı?
Kelkit'e bir selam götür.
Düğüne mi, Halaya mı?
Kelkit'e bir selam götür.

Köroğlu'ndan salın yola.

Ve yandı zaman
Eylül’den geçerken...

Eğilip su içerken aynadan
Ağzımın içine düştü Deniz
Bu yüzden Mavi ağlarım haberin ola...

ben bir anı gördüm, söylemem
serseri geziniyordu, söylemem
benim değil benden değil Allahalla
ne işi vardı ya peki rüyamda?

ben bir anı gördüm, boynuna sarıldım

Gölgelerin uzadığı günler bunlar.
Yer, gök Sap Sarısı
Tarçın var, Salep var, Soğuk var...
Sen, sigaram, şemsiyem... Yok
Şen şakrak Güvenpark'ta dallar, yapraklar
Dolmuşlar mı dersin;