Susturamam feryatlarımı
Gözyaşlarım akar, durduramam
Gücüm yok feryatlarımı duyurmaya
Ben ağlarım ya
Gökyüzü de benimle ağlar
Sokaklar sakin ve ıssız
Geceleyin mavi gülün rengi parlardı
Siyah incinin yanında, masanın tam ortasında dururdu
Su döker, suyun renksiz oluşuyla canlanırdı
Ona oksijen
Bize ise hayat sunardı
Ara sıra dertleşirdim onunla
Su sıralar ağlamaya ihtiyacım var anne
Başucuna yaslamayı öyle çok istiyorum ki
Yokluğunda hiçbir şey kaybetmedin ki
Bedeninden başka
Paramparça yüreğim simdi
Her sokak başında seni bulmak istedim
Ölüm hançeri saplanmış bir kere yüreğine
Önce hafif bir rüzgâr esecek
Sonra ayrılık hiç yokken misafir olacak
Evi gibi yaşayacak içinde
Tıpkı misafir gibi
Belki de ağlatacak
Söyle daimi misin şu yalan dünyada
Yoksa geçip gider misin aniden
Sevenin olmamışsa hiç
Olanlarsa olmuşsa piç
Gevelemene gerek yok ki
Onlar bu hayatta kalıcı olurlar mı hiç
Vurgun yedim sabahlara
Çaresizliğim anlatılırdı engin denizlerde
Hayat bazen öyle yıkıcı ki
Söz dinletemezsin diline
En büyük çaresizlik suskunluk
Kalabalık saklatır içindeki sözleri
Adın bile bulunmamalı bir kâğıtta
Sevmek güzel ama yaşamı anlamak hepsinden daha güzel
Hele birde sevmenin acı verdiğini görünce
Kabuğuna saklanırsın sessizce
Adın yazılmamalı bir kâğıda
Sana kötü gözle bakan olur
Sen bana hep yalanlarını getirdin
Bense kana kana içerdim
Nasıl inandım sana bilmem ki
Seven yüreğim hata yaptı işte
Sen bana hep yalanlarını getirdin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!