Bazen utanıyorum seni özlemeye,
bana yarım olan bir aşk değil
yarim olan bir aşk lazım belkide...
Düşünüyorum alçı tutan yüreğini.
Ellerimde dolunayı gizleyen yüzün,
bir kilo hüzün
Annemden hep çay isterdim. Kızardı kendince,selzenişte bulunurdu. Akşamları yemekten sonra çay içilmesini sevmezdi.
O anlamazdı birazcık daha kadrajta ailecek kalmak istediğimizi.
Çay istediğimi zahmet olarak görsede,çay'da rahmet vardı,rahmet...
Canımdan giden can parçam,
canıma can olamamışken başkalarına can olmuştu.
Bizleri de korkutan buydu aslında.
Bir yudum sevda iksirine umut beslemiştik.
Açılan kapılar,sen diye kilit olurken,
Mühürlenen sevdalar,boğazıma sen diye takılmıştı.Beni buram buram bitiren hasretin,
Hepimizin uyku probleminden çok başka problemleride vardı.
Sıradan insanları sıradışı sevmek gibi...
Hangi alfabeyle sevilmeliydi ki sevgili?
Yada hangi ses tonuyla seslenmeliydi düşlerdeki sensizliğe.
Hangi satır anlatırdı hayallerde ki kanatsız meleği?
Hangi dualar getirirdi giden sevgiliyi.
Tüm yemekler ayrılık kokuyordu,saatte seni çeyrek geçiyordu.
Seni bilmem ama ben kararlıydım,
Yüreğinin fatihi olmaya geldim.Dile getiremedim duyguları,koydum soframıza hüzün kağıtlarını.
Yaktım üzerine bir ağıt,beyaz günler eşliğinde ulaştım şua'ya...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!